30 Eylül 2014 Salı

18.Hafta & First Kick

Hamileliğimin 18. haftasını Bursa'da geçirdim. Bebeğimin cinsiyetini de öğrendiğimiz için çarşılarda avmlerde geçirdim desem daha uygun olacak sanırım :) 3 kuşak ana kız gezmediğimiz yer kalmadı. Annemle aynı odada yattık keyif bizimdi :) Geceleri dizi/film keyfi, sabahları uzun kahvaltı keyifleri sonra da ver elini çarşı pazar :) İnşallah bende kızımla arkadaş gibi olabilirim, bunun için sabırsızlanıyorum. Bu gezmeler boşuna değildi bolca alışveriş yaptık. Bir akşam da dedesi ile gezdik şimdiden kızıma bir sonraki yaz için elbise bile aldı dedesi, herkes o kadar heyecanlı ve mutlu ki Allahım daim etsin inşallah. İsteyen herkese nasip etsin diyeyim bir kez daha.

Uzun zamandır aklımda olan kaçamak ve biber banmasını da yedim anneannemin ellerinden. Artık aklım rahat :)

Bu haftanın en ama en güzel gelişmesi, bebeğimin minicik hareketlerini pıt pıt pıt hissetmekti. İlk başta emin olamadım ama her zaman bağırsak hareketi sandığımdan daha farklı gibiydi. Anneme söyledim artık normal olduğunu, bebek hareketlerinin neye benzediğini tarif etti. Vallahi dediklerine benziyordu. Aslında bugüne kadar olanlar da aynıydı ama o kadar minicikken kuvvetli olmuyor hareketler, e ilk hamilelik olunca da emin olamıyorsun. O günden beri nasıl mutluyum anlatamam. Artık iletişime başladık kızımla. Babamız hissedebileceği günleri beklerken sabırsızlanma ile kıskanma arasında gidip geliyor :D

Bana gezmek ve bol yürüyüş iyi geldi. Geçen hafta bahsettiğim kalça ve bacak ağrılarım azaldı ancak tamamen geçmedi. Zaten bebeğimiz doğana kadar bu ağrılar farklı şekillerde de olsa devam edecek. Kızım büyüyor kolay mı :)

Telefonumda yüklü olan ve en sevdiğim app olan Hamilelik'te gün gün takip ediyorum kızımı. Bu hafta içerisinde mekonyum (ilk dışkı) bebeğimin bağırsakları içerisinde birikmeye başladı. Meleğim tarafından yapılan ilk sindirim pratiği sonucunda oluşan mekonyumun içeriği sindirim salgıları, yutulan amniyotik sıvı ve ölmüş hücrelerden oluşuyor. Bu hafta ayak ve parmak izi karakteristik şekilde şekillenmeye başladı.

Bezelyemizin cinsiyetini öğrendikten ve onu hissetmeye başladıktan sonra daha da bağlanmaya başladığımızı hissediyorum. Ona hitap edebiliyoruz, yavrumuzu daha fazla hayal ediyoruz kime benzeyeceğini canlandırmaya çalışıyoruz. Bir de doğduktan sonrası.. O yoğun duyguları hayal bile edemiyorum.. Sağlıkla gel kuzum, hayırlarla gel bize. Seni çok seviyoruz!

Hep sevgiyle ^.^

24 Eylül 2014 Çarşamba

Bezelyemle 16. & 17. Hafta

Tatilimizden şu yazımda bahsetmiştim. Döndüğümüzün ertesi günü (16. hafta) nezle oldum maalesef. Hava değişimi mi desem alerji mi desem bir karışık haller içerisindeydim. Şükür ki 3 günde toparlandım ama korkmadım değil. İlaç alamayacak oluşum ve annelik kaygıları bir araya gelince eşim de ben de ne yapacağımızı bilemedik. Bol bol istirahat ve eşimin vitamin deposu meyve salataları sayesinde çabucak ayağa kalktım.

17. haftamızda ise doktor kontrolü ve bebeğimizin cinsiyetini öğrenebilecek oluşumuzun heyecanı vardı. Günler su gibi akıp geçti diyeceğim ama heyecanla bekleyince zaman duruyor sanki.

Kontrol tarihimize ne kadar yaklaşırsak o kadar yavaş geçiyor zaman. Bizim bebi biraz nazlansa da sonunda kızımız olacağını öğrenebildik ve hiç vakit kaybetmeden hemen o akşam ilk alışverişimizi yapmak üzere dışarı çıktık. Öncesine değinmeden edemeyeceğim :) Sağolsun düşünceli kocam bizim için önemli olan bu anı da kutlamak için güzel bir akşam yemeği planlamıştı.

Sanırım hayatımızda dışarıda yediğimiz en hızlı yemeklerden biriydi belki de ilki. Bebeğimizin ilk alışverişini yapacak olmanın heyecanı vardı. (bebeğimiz doğduktan sonra eminim pek çoğu böyle olacak :) bal kızım sen şimdiden bize neler yapıyorsun böyle)

İnsan istiyor ki bebeği her şeyin en güzeline sahip olsun. Hem her şeyi almak istiyorsun hem de yüzünü bile görmediğin o meleğe hiçbir şeyi yakıştıramıyorsun daha güzeli olsun istiyorsun. Hamile psikolojisi bu olsa gerek. Murat'ı da dahil etmeliyim heyecanlı anne-baba psikolojisi diyelim ;) Her geçen gün yeni yeni duyguları tadıyor yeni yeni şeyler hissediyorsun. Hatta bazen doğmamış bebeğini herkesten kıskanıyorsun :) Ay daha başımıza neler gelecek kim bilir :) Alışveriş kartlarına bu kadar anlam yükleyeceğimi tahmin bile edemezdim. Artık bizim de Kanz kartımız var diye havalara uçtum resmen. Bütün akşam karta bakıp sevindim (imza: Deli anne :D ).

İlk cicilerimiz :') Yerim o tavşancık ayakları

Bu haftalar daha çok duygularla geçti, kendimi değil duygularımı dinledim desem yeri. Her ne kadar duygusallığımız önüne geçse de kalça ve bacak ağrılarım sebebiyle erkenden uyandığımı da söylemeliyim. Bir gün 16. ve 17. haftalar hakkında arama yapan anne adayları bloğuma ulaşırsa yalnız değilsin notumu da buraya düşeyim öyle değil mi :) O ağrılar normal anacım. Doktoruma da danıştım içiniz rahat olsun ;)

Kalsiyum, demir ve magnezyum vermişti doktorumuz geçen ay. Bu ay da kullanmaya devam ediyorum magnezyum dışında. Magnezyumun tadı felaket çok keskin. Zaten krampların olduğunda kullanırsın demişti doktorum. Çok şükür şimdilik öyle bir sıkıntım yok. (bu satırlar da bana not olsun, ileride bu yollardan bir kez daha geçersem diye hani :) )

Eşim aldığı her çiçeğe 1 adet gül ya da özel bir çiçek koydururdu beni temsilen. Bu kez 2 gerberamız var :')
Çok şükür her şey yolunda. Bir sonraki kontrolümüz ayrıntılı olacak. İnşallah yine çok güzel haberler alırız.

Görüşmek üzere, hep sevgiyle ^.^



13 Eylül 2014 Cumartesi

Meleğimiz Kız mı? Erkek mi?

Hamile olduğumu öğrendiğim an içimden bir ses bebeğimin cinsiyetini fısıldadı. Uzunca bir süre aynı his devam etti, çok kısa bir dönem hislerimin nötr olduğunu düşündüm çünkü genelde emin olduğum şeylerde ters köşe olma gibi bir durumum var ya bu konuda da aynı şey olursa diye tereddüt ettim. Bir de sanırım aksi olması durumunda kendimi şartladığım için bebeğime karşı suçluluk duygusu yaşayacağımı düşündüm (annelik hastalığı :) ) ve cinsiyet konusunu düşünmemeye çalıştım.

Ama son zamanlarda gerçekten emindim ;)

Doktora gidelim de artık bizi onaylasın ve minicik eşyalar almaya başlayalım sabırsızlığını yaşıyordum. Ama öyle olmadı meleğimiz biraz daha nazlanacaktı. Geçen hafta tatil dönüşü bebeğimizi görmeye gittik (evet kontrol zamanını yine bekleyemedik :) ). Gitmişken cinsiyetine de bakalım dedi doktorumuz ama bebeğimiz kendini göstermemekte ısrarcı olunca bu haftayı beklemek üzere evimizin yolunu tuttuk. Bu hafta Perşembe günü kontrolümüz vardı ancak bebeğimiz yine saklanıyordu. Hem de ne saklanmak rutin kontrollerini bile yapamadı doktorumuz. Cuma sabahına randevulaştık. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi heyecandan :)


Evet bir kızımız olacaktı! Henüz nişanlıyken aldığımız minicik pappaları giyebilecekti (Allah'ın izniyle inşallah!).


En başından beri kızım olacağını hissetmiştim, hamileliğimin başından beri ekşiye aş ermem de hislerimi destekliyordu. Ne demişler ye ekşiyi doğur Ayşe'yi, ye tatlıyı doğur Hakkı'yı :) Bir de rüyalar, bir kez kız ve erkek isimleri sayarken gördüm kendimi. Onun dışında kucağımda hep kız bebek gördüm :') Rüyalarımız gerçek olsun inşallah.
Artık prenses kızımızı bekliyoruz diyeceğiz :') Allah sağ salim kucağımıza almayı nasip etsin, isteyen herkese bu duyguları yaşatsın.




4 Eylül 2014 Perşembe

14. & 15.Haftamız



Yaşasınnn Eylül ayı, yaşasın sonbahar diye bir başlık atmak istiyorum :) (İmza: sıcaklarda harareti artan gebe :D )

Eylül ayını ve sonbaharı son yıllarda daha bir sever oldum. İlk sebep yaz aylarını ya da kavurucu sıcakları desem daha doğru olacak pek sevmeyişim. 

Ama bu ayın gelişiyle birlikte huzur ve mutluluk dolmam ise Eylül ayında evlenmemiz tabii ki. Bu aylarda çifte bayram yaşıyorum a dostlar :) Dün akşam da bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı resmen muradıma erdim. Yağmur kokusunu, toprak kokusunu çok seviyorum.

Neyse gelelim konumuza. 13.Hafta hamilelik günlüğümde tatile gün saydığımızdan bahsetmiştim. Dolayısıyla 14. hafta son iş telaşları ve tatil hazırlıkları ile geçti. O koşturmacada telaşede nasıl yorulmadım sızıp kalmadım bilmiyorum ama sanırım artık 2. trimesterda olmamın etkisiyle daha az yoruluyorum, uykulu hallerim de tamamen geçti sayılır. E bide işin ucunda tatil var neticede ;)

Hamilelik semptomlarımda çok fazla değişiklik yok. Uykulu halimin artık kalmadığını söylemiştim. Uterusun büyümesinden kaynaklı nadiren sancımsı bir şeyler hissediyorum. Daha önce yaşadığım şeyler olmadığından nasıl tanımlayacağımı bilemiyorum. Sancı değil, kasılma değil spor sonrası yorulan kaslar gibi :) sanırım en yakın tabir bu. Bunu hissedince de acayip mutlu oluyorum büyüyor bezelyemiz diye :) Bir de özellikle 14. haftada sabahları ağzıma bir şey atmazsam mide bulantısı yaşadım. Bundan da acayip bir haz alıyorum. Meleğimiz günaydın der gibi :) Yerim onu ben. Ama son haftalarda bu durum da azaldı. 

Daha önce yaşadıklarımın dışında hafif bel ve sırt ağrıları kendini göstermeye başladı ama rahatsız edecek boyutta değil şükür ki. Telefonumda takip ettiğim Hamilelik isimli uygulamada yazıyor zaten (bu uygulama ile bendeki belirtiler de örtüşünce değmeyin keyfime ;) ). Göğüslerimdeki hassasiyet devam ediyor. Hamileliğimin ilk başlarında bol bol turşu yemiştim. Alaçatı'da ünlü ev turşucusunu görmemle turşu aşkım yeniden kabardı ve o gün bugündür yiyorum ama oradakinin tadı da suyu da bir başkaydı :P Kütür kütür of of of..

Söylememe gerek yok ama yazmadan geçemeyeceğim; zaman geçmiyor! Haftaya kontrolümüz var çabucak miniğimizi görelim istiyorum. Benimle aynı duyguları yaşayan biri daha var :) Eşim benden daha sakin olur diye tahmin ediyordum ama her gün özledim, zaman geçmiyor deyip duruyor. Sonra oturup beraber dertleniyoruz :) Tek derdimiz bu olsun, bezelyemiz büyümeye devam etsin ve biz onu hep özleyelim.

Bu arada artık evdeyim :) Yapacağımız hazırlıklar için sabırsızlanıyorum. Cinsiyetini hayırlısıyla bir öğrenelim de kanaviçeden panolar işlemek istiyorum kuzucuğumuzun odasına bir de anneciğinden el emeği bir battaniyesi olsa ne güzel olur ^.^

Tatilimize gelirsek gerçekten çok keyifliydi. Gelibolu üzerinden Çeşme'ye gittik. 3 gece Çeşme'de kaldık. Alaçatı'yı çok beğendim, bolca fotoğraf çekildik. Diğer bloğumda yazmayı planlıyorum. Buradan takip edebilirsiniz. Sonraki rotamız Bodrum'du, Efes ve Şirince'yi de görmeden geçmek istemedik. Şükür yolda çok zorlanmadım. Güneşe karşı gittiğimizde arada afakanlar bastı ama olacak o kadar :) Bodrum apayrı bir keyifti. Denizi çok güzeldi tam bana göre ılık, dalgasız çarşaf gibi hatta bu sebeple tatilimizi bir gün daha uzattık. Ve tekne gezisi.. Çok eğlenceliydi, yüzerken kuş gibi hafiftim bir gebe başka ne isteyebilir ki ;) Kısaca yılın tüm stresini atıp yuvamıza döndük. Daha fazla uzatmayayım ayrıntıları yazacağım zaten. İki haftanın özeti de ancak bu kadar özet olabildi. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

Hep sevgiyle ^.^