17 Aralık 2015 Perşembe

10 Aylık Eylül Masal Kuzusu

Nihayet kahvemi alıp blogumun başına geçebildim. Sanmayın kuzucuk büyüdü de daha fazla zamanım var, büyüdükçe dertler büyüyor (demeyeceğim tabii ki ;)). Çok şükür bugünümüze, kızım kıpır kıpır ve büyüdükçe bilinçlendikçe daha fazla ilgilenmem ve daha verimli zaman geçirmemiz gerekiyor. Eylül Masal tam bir atom karınca, sosyal medyadan takip edenler bilirler (instagram kullanıcı adım gozde_altunbas). Tam 6,5 aylık iken başlayan emekleme maceramız 7.ayda sıralama ile devam etti. Bu aralar ellerini çekmeyi deniyor bebeğim, henüz yürüme girişimi yok ama ayakta dururken sadece dirseği ile yada göbeğini yaslayarak destek alıyor. Kafasına koyarsa yürümesi an meselesi anlayacağınız. Bu da demek oluyor ki her yeni gün bir öncekinden daha hareketli. Çoğu annenin aksine ben yürümesini bekliyorum dört gözle. Çünkü Eylül Masal özgürlüğüne düşkün bir bebek, ne bebek arabası ne de sling/kanguru ona göre :) Yenidoğandan itibaren iki türlü de taşımayı denedik ancak ikisinden de pek hoşlandığını söyleyemeyeceğim. Bu da demek oluyor ki, nereye gidersek gidelim önce kucak isteyip bebek arabası/kanguru dan kurtuluyor sonra da yere inip emeklemek istiyor. Hal böyle olunca yürüyünce peşinden koşmak yoracak olsa da yürümesini tercih ederim.

Atom karıncamın uzun zamandır oyuncaklar ile pek işi yok; kablolar, prizler, kumada ve telefonlarımız ilgi alanı. Ekrandan hala uzak tuttuğumuz için telefonları ve ipadi ne kadar saklasak da dikkatini çekiyor, bu aralar ona uygun telefon arayışındayız tavsiyelerinize açığım. Mümkün olduğunca bizimkilere benzemesi tercihimiz, yoksa asla kanmaz ;) Evde boşta bir kumanda vardı onu bile kabul etmiyor, illa ki kullandığımız kumanda olacak. Kumanda demişken televizyon izlemesine de hala müsade etmiyoruz, gittiğimiz yerlerde denk geldiğimizde de ilgisini çekmediğini görmek bizi biraz rahatlattı önceden evde hiç tv açılmazken şimdi ara ara kendim için açıyorum ;) 10 ay sonra bu kadarcık anne kaçamağı olsun değil mi ama. Maşallah Eylül Masal akranlarına göre çok hareketli ama sırf kafa dinleyeceğim, dinleneceğim diye ekranları bakıcı gibi kullanıp çocuğumu uyuşturmak bana göre değil. Aman yarım saatten ne olacak diye düşünenler vardır elbet ama benim tercihim bu, fedakarlık yapamayacaksak kendimizden ödün veremeyeceksek bebek sahibi olmanın anlamı yok diye düşünüyorum. Bu benim anneliğe bakış açım, kimseninkini sorgulamıyorum yargılamıyorum şimdiden belirteyim de ;) Varsın ev işleri beklesin, varsın bir akşam da yemek olmayıversin. Anneliğe bakış açım hakkında ayrı bir post yazacağım burada bırakayım bu konuyu.

Eylül Masal 10 aylık olmaya 10 gün kala (25.11.2015) ilk dişini çıkardı, peşinden hemen ikincisi de geldi. Çok şükür ateşsiz ishalsiz çıktılar ancak huysuzluk had safhadaydı. Yine de şükrediyorum çok daha zor olabilirdi. Umarım devamı da böyle gelir.

Bana en çok sorulan sorular beslenme ve uyku hakkında. Her iki konu da hakkında uzun uzun yazılacak konular ama sürekli değişiklik gösterdiği için netleşmeden yazma taraftarı değildim, sanırım yaşını doldurduğunda ilk 1 yıl başlığı ile bir senemizi yazacağım. Genel hatları ile bahsedeyim biraz. Uyku akşam yatma saatimiz değişmiyor, 20:00-20:30 arası uyku rutinimizi tamamlıyoruz 21:00 da uyumuş oluyor bazen huysuzsa ya da atak haftasındaysa 21:30'a uzuyor. Atak zamanı çok daha geç ya da sürekli uyanmalı uykularımızda oluyor tabii ki. Gündüz uykuları 2 ya da 3 kez uyuyor ama 3. uykuyu çoğunlukla yapmıyor bu aralar. Artık 2 uykuya düşecek diye tahmin ediyorum. Uykuları 40 dakika genellikle, eğer gün içinde yorulduysa enerjisini yeterince atabildiyse uykulardan biri 1,5 saat sürüyor.

Beslenme çok şükür ki hala emziriyorum (maşallah), o bırakana kadar da sağlığını etkileyecek bir şey olmadığı sürece ya da mücbir sebepler olmadıkça bırakmayı düşünmüyorum. Mama ile beslenmediği için de ek gıdayı hiçbir zaman üstelemedim sunmaya devam ettim istediği zaman yedi istemediği zaman yemedi. Mama ile beslenseydi de üzerine gitmezdim, belki daha fazla vermeye çalışırdım ama asla zorlamazdım. Biliyorum tanık oluyorum ki zorla yedirilen bebeklerde ileride çok daha büyük yeme bozuklukları oluyor. Blw ile devam ediyoruz ama çok katı değilim. Evet hiçbir zaman püre/lapa vermedim, blenderdan geçirilmiş şeyler yedirmedim ama bu aralar bizim yediğimiz şeylere daha hevesli pilav yerken örneğin o da azğını açıyor, bazı şeyleri mıncıklayarak yemiyor o zaman ona da uzatıyorum ama bu hiçbir zaman onu besleyecek büyüklükte değil, tadım diyebilirim. Bebeğime güveniyorum, emeklemesini yürümesini olduğu gibi beslenmesini de ona bırakıyorum. Ki ne kadar doğru yaptığımı Eylül Masal 10.ayını doldurup üzerinden bir kaç gün geçtikten sonra bir kez daha anladım. Akşamları pek yemek istemiyor, yorgunluk bastırdığından sanırım genelde gözlerini ovuyor masada huysuz oluyor babası ile oyun oynamayı tercih ediyor. (babasının kolunu tutup kendine çekiyor, koklayıp kucağına gitmek istiyor) İşte yine böyle bir akşam biraz çorba verdim baktım yiyor sonra yoğurt sonra et derken şaşırıp kaldık hiç yemediği kadar yedi. O günden beri de daha fazla yemeye başladı (maşallah).


Ve kızım büyüyor tutamıyorum zamanı, anıları. Öyle ballı oluyor ki günden güne, anlamlı bakışlar, istediği/istemediği şeyleri belli etme (beybimin bir hayat tarzı bir bakış açısı var vesselam, saygı duymak icap eder :D). Siması bile değişmeye başladı, bazı zamanlar karşımda kocaman yetişkin bir insan varmış gibi hissediyorum, şaşırıp kalıyorum. Bebek siması çocuğa dönmeye başladı. Hem hüzünlü çokça mutlu değişik duygular içerisindeyim. 
Annelik tüm uzuvlarıma işledi, vallahi olmuşum ben. Annelik ikili delilik, bende nasibimi alıyorum. Yakında kızımın 1 yaşı olacak ve ben annelik mertebesinde 1 yılımı tamamlayacağım inşallah. Ay iyice duygusala bağladım muslukları açmadan ben kaçayım.

Yazmayı unuttum bilin bakalım kızımın ilk kelimesi ne oldu? ''Baba'' dedi ya la. Neyse gözüm yok hıh :D :D Sonraki kelimesi de 'dee' Gel babası gel gel dersem olacağı bu. Beni görünce de meemme :D Neden acaba :D Bence anne demek istiyor :D Şimdilik son olarak da 'neenne' Babaanne ve anneanne diye tahmin ediyorum, babaannesi bize geldiğinde başlamıştı sonra biz anneanneye gittiğimizde devam etti. Akıllı çocuğum bir taşla iki kuş ;)

Son olarak ailece fena hastayız, bu kez kuzucuktan bize geçti. Bolca duanıza çokça güzel enerjinize ve en azından bir maşallahınıza talibiz :')

Bu yazı bana dolap içerisinden çaktırmadan çıkarılıp takımı bozmak sureti ile kaşla göz arasında kırılmış bir dondurma kasesine mal oldu sayın okuyucu, yorum bırakmayı, paylaşmayı her ne şekilde olursa olsun buradayım demeyi ihmal etmeyiniz ;)

Hep sevgiyle