2 Ekim 2015 Cuma

Daha Sade Bir Hayat

Daha sade bir hayat! Bu kelime grubundan kimimiz daha az eşya, kimimiz daha az sözcük, daha az yemek ve hatta daha az düşünce sonuçlarını çıkarabilir. Kim neye ihtiyacı varsa, hangi konudan muzdaripse, kendinde/çevresinde/hayatında neyi azaltmak istiyor ve neyin kalabalığından bunalıyorsa onu bulacaktır bu kitabın satırlarında ve kitabın son sayfası da bittiğinde içselleştirdiği konular kalacaktır zihninde. İşte tam da bu sebepten zaman içerisinde açılıp bakılacak, altı çizili satırlara dönülecek (ki çokça olacağını temin ederim) kısaca başucu kitaplarınızın arasına bir yenisi eklenecektir.

Bundan bir kaç yıl önce bloglar arasında gezerken 'Basit Yaşam Felsefesi' ile tanışmıştım. Çok heves etsem de ıvır zıvırı seven bir insan olarak eşyalarımı atmaya yada paylaşmaya kıyamamış yalnızca bir kaç ay boyunca yaptığım alışverişlerin gerekliliklerini sorgulamakla yetinmiştim. Taa ki bebeğim doğana dek! Evet kızım pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da önceliklerimi değiştirdi.

Şu an buna ihtiyacım olduğu için kitaptan çıkarımlarım bebek/çocuk yetiştirme ve ebeveynlik üzerine oldu çoğunlukla. Sırf bebeğime daha fazla daha sade bir alan yaratmak için bazı eşyalarımızdan da kurtulmadık değil ama aşama aşama devam ediyor bizim serüvenimiz. Bu demek değil ki evimizden çıkardığımız eşyalarımızın yerini Eylül Masal'ınkiler dolduruyor. Onun gelişimi için gerçekten gerekli olan oyuncakları/kitapları almayı tercih ediyoruz. Her yeni anne/anne adayı gibi onu da alayım bunu da alayım çılgınlıklarıma bir nebze olsun ket vurabiliyorum mesela. Evet hala onun için her şeyin en iyisini en güzelini istiyorum ama gereklilik süzgecinden geçirmeyi de ihmal etmiyorum. Mesela peluş hayvanları/bebekleri çok seven biri olarak kızıma sakladıklarım dışında pek çok da aldığımız oldu ama farkettim ki Eylül Masal'ın ilgisini çekmiyor peluşlar, en azından şimdilik. E bu durumda aldığımız peluş oyuncaklar evde yer kaplamaktan, kızımın oyuncaklarının arasında kalabalık yapmaktan başka bir işe yaramıyor. Ve bu sebepten belki de oynayacağı diğer oyuncaklara da ilgisi dağılıyor. Bu küçücük bir örnekti. Ve en önemlisi de önüne ne koyarsam koyayım daima benim yanıma gelmeyi tercih ediyor. Daha bebekten belli değil mi neye ihtiyacı olduğu? Sepetler dolusu oyuncak değil süslü rengarenk bir sürü toka değil, ihtiyacı olan tek şey anne/baba ilgisi ve sevgisi. Durum bizim için de aynı, kendimi eşime hep şu cümleyi kurarken buluyorum; 'Dolabım dolu ama giyecek bir şeyim yok! Kalabalıktan neye ihtiyacım olduğunu da göremiyorum, aldıklarımı giymeyi de unutuyorum.' Çünkü dolabım bile kaos içerisinde.

Bu örnekler işin madde boyutu, yani görülebilenler. Bir de ruhumuzda, zihnimizde, duygu ve düşüncelerimizdeki kalabalık var ki anlayıp çözümlemek çook daha fazla zaman alabiliyor. Hatta çoğu zaman sonuçlara öyle bir odaklanıyoruz ki sebebin bu kalabalık olduğu aklımızın ucundan bile geçmiyor.

Aslında yazacak, konuşacak, sebep sonuç ilişkisi kurulacak pek çok başlık var bu konu ile ilgili.

Ben kitabı edinip, kendi çıkarımlarınızı yapmanızı tavsiye ediyorum. Emin olun kendinizden çok fazla şey bulacak ve pek çok konuda yolunuzu çizmek için faydalanacaksınız.

Benim kitabımdaki altı çizili satırlardan bir kaçı ile yazımı tamamlamak istiyorum.

Çocuklarımızla aramızdaki ilişkiyi neredeyse kaybettiğimiz bu yüzyılda, kendi yaşam rutinimize onları hapsedip ellerinden aldığımız çocukluklarını nasıl geri vereceğimizi toplum olarak konuşmalıyız. Hiperaktivite, dikkat bozukluğu, travma sonrası stres belirtilerinden iyileşmenin yolu ilaçlardan değil sadeleşmeden geçiyor.

Çocuğunuzun oyuncaklarını ve oyunlarını sadeleştirdiğinizde, anne baba olarak kendi 'görevlerinizi' de sadeleştirdiğinizi fark edeceksiniz.

Ritim güven oluşturur. Çocuklarda düzen duygusu yaratır. Her gün bir şeylerin beklentisi içinde olmanın ve güvendikleri şeyleri yaşamanın neşesini ve güvenini hissettirir.

Teknoloji yüzünden, mahremiyet ile bağımsızlık, müdahale etmek ile 'aşırı müdahale etmek' arasındaki çizgiler bulanıklaşmıştır.

Sadeleştirme sürecinde kesinlikle yapılabilir olarak gördüğünüz, kendi evinizde hemen şu anda mümkün olduğunu bildiğiniz bir adım var mı? İşte bu sizin başlangıç noktanızdır, sizi hayalini kurduğunuz daha büyük değişikliklere götürecek yolun başlangıcıdır. Bu işi net bir şekilde görebildiğiniz anda işe koyulun. O resme doğru bir adım atın... Başlayın.