26 Kasım 2014 Çarşamba

Cankızımı Beklerken 26. ve 27.Haftalar

Açımmmm.....



Şu iki haftayı tek bir kelime ile özetleyecek olsam sanırım açlık olurdu.. Aslında iştahım açık demeliyim çünkü yeme isteğimden gözümün dönmediği nadir anlarda yokluyorum kendimi, yok vallahi midem dolu boşluk hissetmiyorum ama yeme arzumun önüne geçemiyorum. Bu kadar da olsun canımm, yarasın kuzuma da bana da. Löp löp et ve pıt pıt yağ olmadığı sürece yaramasında herhangi bir sakınca yok ;) Ve itiraf etmeliyim hep zararlı ziyanlı şeyleri çekiyor canım. Kendimle yeterince yüzleştiğime göre bu tatsız konuyu burada kapatalım bence :)

Bu 2 haftaya damgasını vuran en belirgin semptomlardan biri de 
uykusuzluk oldu. Uykum var hatta akşam dokuzu görmeden içim geçmeye başlıyor, zor tutuyorum kendimi uyumamak için gece uyanıp da uykum bölünmesin diye ama yastığa başımı koyduğum anda yarı uykulu yarı uyanık halde dönüp duruyorum sabahın kör saatlerine kadar. Sonra da bir uyku bastırıyor ki saat 10-11'de 100 kere ertelenmiş saatin ancak farkına varıp gözümü zor açıyorum. Neyse ki haftanın sonuna doğru biraz daha düzene girmeye başladı, en azından uyuyabildiğim saatlerde zombi gibi yarı uyanık değilim.


En keyifli zamanlarım ise haftasonuydu, hem gezdik hem alışveriş yaptık kızıma. Vee en azından hastane çıkışlarını yıkayalım diye giriştiğimiz çamaşır yıkama işi öyle keyifli hale geldi ki bugüne kadar prensesime ne aldıysak yıkadık. İnternette uzun araştırmalar sonucunda Dalan Roxy ile yıkamaya karar vermiştik. Tercih etme sebebimiz %100 doğal yağlardan yapılmış olması, çok hafif bir kokusu olduğu için alerji yapma riskinin diğerlerine oranla çok daha az olması. O hafif kokusuna bayıldık, evimiz melek koktu sanki.. Ve yuvamızın bebeğimizle, onun kokusuyla dolacağının hayali.. Allahım onu kucağımıza aldığımızda çıldırabiliriz, hissediyorum. Bir anne baba çamaşır yıkarken de ağlar mı.. Allahım sağlıkla nasip etsin o günleri inşallah, bize ve tüm isteyenlere.

Tamda 27. haftayı bitirdiğimiz gün 3.trimester bizi kasılma ile karşıladı. Böylece ilk kasılmayı (braxton hicks) yaşamış oldum, göbeğimin alt tarafında sertleşme hissettim şükür ki uzun süreli değildi ama korkmadım değil. Doktorum bu kasılmaların hamileliğin ilk zamanlarından beri olduğunu ancak bazı gebelerin hissederken bazılarının hissetmediğini söyledi. Son döneme girdiğimiz içinde sık sık olabileceğini ancak uzun süreli ve sık tekrarlayan periyoda girmesi durumunda kontrole gitmemi söyledi. O günden sonra da olmadı zaten.

Bebeğimin Gelişimi

26.Hafta; Bağışıklık sistemi gelişmeye başlıyor, emme ve yutma becerileri gelişmeye devam ediyor, artık göz kapakları kısmen açılıyor. Kirpikleri belirmeye bşlarken beyninde de sinir hücreleri oluşuyor.

27.Hafta; Belli aralıklarla uyuyup uyanıyor ve gözlerini kırpıyor. Gözleri ışık ve karanlığa karşı hassastır.  Beyni ritmik nefes alıp verme işini yönetebilecek, vücut ısısını kontrol edebilecek duruma gelmeye başlar. Akciğerleri gelişmeye devam ediyor.

Maşallah prensesime, sağlıkla büyüsün hayırla gelsin inşallah.

Birde kızım artık müziğe tepki veriyor eminim. Salı gecesi sinema gecemizdi, Unutursam Fısılda filmine gittik. Filmde sürekli müzik vardı ve bebicanım kıpır kıpır oynadı durdu, anasına çekecek belli :D

Bebeğimle yaşayacağımız günler için sabırsızlanıyorum, onun bizden bizim ondan öğreneceğimiz çok şey var..

Kokoş prensesin minnak çorapları, Muratla birlikte
bakıp bakıp güldük. Yıkayınca iyice çekti ve
katlandıktan sonraki boyutu baş parmağımın ilk
boğumuna kadar :D


13 Kasım 2014 Perşembe

25. Hafta 'Bol Gezmeli, Kızıma Alışverişli'


Süsü püsü ve farklı şeyleri seven bir anne adayı olarak Çorlu'da doğru düzgün bir şeyler bulamayınca Bursa'ya ya da İstanbul'a gitmeyi fırsat biliyordum. Geçen hafta Bursa hayallerim suya düşünce bu keyfi bir hafta daha ertelemek durumunda kaldım, daha önce aldığımız ufak tefek şeyleri kendi dolabımıza yerleştirince içim rahatlamıştı rahatlamasına ama dolabın o çok boş hali de içimi kemiriyordu, biz yavrumuza bu kadarcık mı şey aldık, yok yok bunları görse gelmez bu bebe diye Murat'la şakalaşmalarımız o uyuduktan sonra beni tırmalamaya başlıyordu (benimle oynasalar da seviyorum hormoncuklarımı :D )

Bursa'ya yola çıkma vakti gelince bir garip telaş ve hüzün sardı içimi, kızımı babasından ayırıyormuşum gibi hissetmeler, yolda bir şey olursa diye korkmalar, sözün özü bol tırmalamalı bir hafta geçirdim. Bir de bu kez Murat beni almaya gelmeyecekti sanırım bu durum da iyice duygusallaştırdı beni, terkediyormuşum gibi hissettim :D (yok yok hala seviyorum hormonlarımı :D )

Bu haftanın özeti gezdik, alışveriş yaptık, yemek yedik, alışveriş yaptık, dinlendik, gezdik, alışveriş yaptık :')

En tatlı, en güzel, en aşklı alışveriş :) Öyle ki düğün alışverişlerini bile sollar. İnsan kendine alırken kolay karar verebiliyor da, söz konusu yavrusu olunca her şeyin en güzeli, en özeli olsun istiyormuş.

Önce annemlerin bebicana aldığı cicileri tek tek sevdik, sonra listelerimizi de çantamıza atıp çarşı, pazar, avm bırakmamacasına gezdik durduk. Aldıkça alası geliyor insanın, her şeyin miniği güzel diye boşuna demiyorlar :)

Bir de araya kına gecesi sıkıştırdık. İçim kımıl kımıl olsa da, iki dönmekle yetindim :) Böylece balböceğim de oyun havalarıyla tanışmış oldu, bu da tarihe geçsin :)


Babası da boş durmadı bu süre içerisinde, o da bir sürü şey aldı. Mesela artık bir ana kucağımız ve oyun halımız var. Evimiz renklendi ayrı bir huzur geldi sanki. Ayrıca bir alışveriş yazısı hazırlayacağım hatta hazırlayacağız, o yüzden neler aldık kısmına bu postta değinmeyeceğim.


Murat bizi yalnız bırakamadı, sürpriz yaptı ve hafta sonu yanımıza geldi :) Bu hafta en dikkatimizi çeken şey, kızımızın hızla büyümesi oldu. Evdeyken her gün farklı profillerden bakardım göbeğime, bu hafta o kadar ayrıntılı inceleyemediğim için sanıyordum ama Murat görür görmez ne kadar büyümüş diye tepki verince anladım. (teyzeler amcalar burada bir maşallah istiyoruz meleğime ;) )

Bir de bizim kız şimdiden babacı olmaya başladı. Murat konuşur konuşmaz bir hareketlenmeler, tepiklemeler şaşkına döndüm resmen. Hareketleri iyice belirginleşmeye başladı, artık gezdiğini anlayabiliyoruz, dışarıdan da görülüyor. Onun hareketlerini takip etmek çok güzel <3

Bebeğim bu hafta nefes alma becerisine sahip, ciğerleri hızla gelişiyor. Annesinin sesini de ayırdetmeye başlamış :) Maşallah kuzuma, sağlıkla büyüsün minikkuşum.

Her geçen gün daha fazla sabırsızlanıyorum. Kokusunu hayal etmek bile bambaşka bir duygu, o minikliği, bezelye parmakları, düşündükçe aşık oluyorum görünce çıldırırım herhalde. Allahım o günleri görmeyi nasip etsin inşallah.

Bana gelince, artık ağırlaştığımı hissediyorum. Daha kontrollü hareket ediyorum, aniden kalktığımda baş dönmesi olabiliyor. Çift yastıkla uyumalara başladım. Çok şükür benim açımdan da iyi gidiyor hamilelik.

Artık daha fazla kitap okuyorum, Murat'ta okumaya başladı. Hiçbir fırsatı kaçırmıyoruz :) Bursa dönüşü otobüste bile okuduk durduk. O dikkatini çeken yerleri bana söylüyor bak böyleymiş diye, ben ona :)

Böyle ilgili olması beni çok mutlu ediyor, bir maşallah da cankoccime :')

Her akşam dolap karşısında duygulanmalı, bir iki damla mutluluktan ağlamalı, bolca heyecanlanmalı seanslarımız devam ediyor. Allahım daim etsin inşallah.

Hep sevgiyle ^.^



3 Kasım 2014 Pazartesi

Bal Kızımla 24. Hafta

Bu hafta en yoğun haftalarımızdan birisiydi, çok eğlenceli bir hafta başlangıcı yapamasak da çok güzel bitti. Ne olduysa Pazartesi günü kahvaltı sonrası oldu. Kızımla keyifli keyifli kahvaltımızı yaptık (malum artık pazartesiler sendrom değil benim için ;) ), tv başına geçtik mailler bloglar derken su almaya kalktım ki; o da ne! Aniden belim tutulmuş, geçer diye düşündüm önce çünkü arada bel ağrılarım olurdu hamilelik öncesi, bu kez hiç bir ağrı olmadan direkt tutulmuştu ama nasıl olsa geçecek dedim. Akşama doğru daha da kötülemeye başladı ve Salı sabahı uyandığımda resmen doğrulamıyordum. İlaç kullanamayacağım için doktora gitmeyi düşünmemiştim ama daha kötü olmasından korktum ve doktorumun da önerisi ile bir beyin cerrahına göründüm. Hamilelikten dolayı MR falan çekilmedim ama doktor çok normal olduğunu, kasların hamilelikte daha güçsüz hale geldiğini böyle tutulmaların olabileceğini söyledi ve oturma sadece uzan gerekmedikçe de kalkma diyerek, bir kaç da ilaç yazarak eve yolladı :) Ne olduğunu artık doğum sonrası öğreneceğim, umarım fıtık gibi bir şey değildir.. İçime sinmeyerek de olsa merhemleri o akşam kullandım üzerine de koccim ılık havlu koydu ve bir güzel uyudum. Sabah kalktığımda hala devam ediyordu, beni üzen ise Bursa'ya gidemeyecek olmamdı :/ Canım arkadaşım Merve'nin düğünü vardı, hem gitmişken kalacak kızıma alışveriş yapacaktım, hem de annemlerle bir sürü planımız vardı ama kısmet olmadı. Doktor bu halde yolculuk yapmamın iyi olmayacağını söyleyince de korkudan riske atamadım, dik yürüyemediğim için karnımda da ağrılar hissediyordum korkmadım desem yalan olur.

Perşembe gününe kadar evden çıkamadım, şükür ki Perşembe sabahı çok daha iyi uyandım. Hemen anne-baba gecesi yaptık ;) Önce yemek sonra da sinema (İncir Reçeli 2'yi izledik, tavsiye ederim) nasıl iyi geldi anlatamam. Sinema arasına da langırt sıkıştırdık, çok keyif aldım. Kızımızın tepikleri eşliğinde film keyfi de ayrı bir güzel oluyor hani :) Son durağımız D&R'dı, orada hep kendimi kaybediyorum öyle ki sadece D&R'a gitmek için evden çıktığımız oluyor. Kitapları seviyorum, dokunuyorum, saatlerce kalabilirim. Hamilelikle birlikte takıldığım bölümler de değişti :) Bir kaç bebek dergisini de kolumun altına sıkıştırdım ve bu geceyi musmutlu bir şekilde tamamladık. Kızım da çok okur inşallah, daha küçücükken kütüphanelere gitmek en büyük hayallerimden.. Kitap kokusuyla büyütmek niyetim.

Cuma sabahı heyecanla uyandık. Şeker yükleme testim vardı. Bu konuda her kafadan ayrı ses çıkıyor, özellikle de Canan Karatay'ın yaptırmayın diye bas bas bağırmalarından sonra herkes prof kesildi. Bu konuda bir sürü şey yazarım da neyse :) Ben doktoruma güvendiğimden ve yaptırmamam durumunda şekerim yüksek ise sonuçları Allah korusun bebeğim açısından çok riskli olduğundan yaptırdım. Kimse yaptırmadım dikkat ediyorum zaten falan demesin, inanmam :) Hele ki hamileyken canınız bir şey çektiğinde ne kadar iradeli olabileceğiniz bir muamma. Zararını bildiğimiz şeyler için demiyorum tabii ki. Ama azcık tatlıdan zarar gelmeyeceğini bence herkes düşünür, hele ki aşeriyorsanız..

Tatlıyla pek aram olmamasına rağmen içerken zorlanmadım ben, içerisinde limon da olunca tadı kırılmıştı zaten. Doktorum benim için 50 gr'lık yüklemenin yeterli olduğunu söyledi, içtiğim miktarda az olunca kolay oldu açıkçası. Zaten hastanemizde taşınmıştı, tertemiz yeni ve kocaman bir binaya. Bunun da mutluluğuyla hastanede gezinirken zaman nasıl geçti anlamadım. Doğum katına çıktık ve boş odalardan birini gezdik. Çok çok güzeldi, neyi nereye koyacağımızı düşündük. Çok mutlu olduk, Allah o günleri nasip etsin inşallah.

Gün içerisinde Murat hastaneyi arayarak sonucumuzu öğrendi, şükür normal çıktı. Hemen pasta yiyip kutlama yaptık kızımla diyeceğim olmayacak ama vallahi de yaptık :)

Cumartesi sabahı yine heyecan ama bu kez daha büyük! Meleğimizin aylık kontrolü gelmişti nihayet. Nasıl güzeldi tarif edemem, nasıl tatlı o ağız, eller, yüz maşallah! Gözümün önünden gitmiyor, hala nazlı kızım yüzünü gösterip hemen saklanıyor. Elleri hep yüzünde, yeni uyanıyordu gittiğimizde. Hatları da daha belirginleşmiş, kilo da almış kızım, geçen kontrolün tam 2 katı maşallah bal böreğime. Ağzını yüzünü yesin annesi. Doktorumuz uzun uzun gösterdi bu kez bize, biz hayran hayran Eylül Masalımızı izlerken minik hanım eliyle yüzünü kapadı ve parmağını burnuna sokuverdi :D Hepimiz bayıldık nasıl tatlı bir görüntü anlatamam, doktorumuz hemen ultrason görüntüsü aldı, günde 100 kere bakıyoruz :)

Çok şükür kontrolümüzden iyi haberlerle döndük. Bu aralar idrarım koyu, mutlaka 2 lt su içiyorum üstelik. Doktor demir ve vitaminlerin boyayacağını söyledi. Ayrıca amniyon sıvısının annenin içtiği su ile doğrudan ilgisi olmadığını öğrendik. Bebeğin idrarından oluşuyormuş :) Bir sonraki kontrolü iple çektiğimizi söylememe gerek yok sanırım, şimdiden çok özledik..

Cumartesi akşamı sevdicek işten dönerken kocaman bir paket getirdi. Çilek gibi kokuyor dedim ama çilek kokulu ne olabilir diye düşünüyordum, çilek olduğu aklıma gelmedi :D (şaşkın anne adayı) Koca yaz çilek aklıma bile gelmemişti, bu aralar söyleyip duruyordum koca yaz çilek yemedim ben diye. Canımın içine dert olmuş, internetten bulmuş. Aşerenlere özel siteler var malum, ayrıntıları Murat anlatır. Organik ve çok güzellerdi, bitti bile :) Yarasın kızçeme ^.^

Yemek demişken, Allahımm iştahımı durdurmıyorum :) Abur cubura yüklenmesem sorun değil de, neyse toparlarım yakında. Arada olur böyle. Dün alışveriş sonrası yemeğe gittik. Sadece kebap yiyecektik ve pek de aç değildim üstelik. Menüyü elime almaz olaydım :D Beyran çorbasından başladım, mantı, salata, ezme ve ali nazik kebabıyla devam ettim. Murat'ın kuzu tandırına da sulandım, ondan da sebeplendim :D Sipariş verdikten sonra utandım, bir de masanın o kocaman dolu halini görünce :D Her tabak gelişinde Murat'la gülme krizlerine girdik. Bir de garsonların ikramları, haha adamlar ne düşündüyse artık. Kesin arkamdan ühh dünyaları yedi demişlerdir. Napayım mazeretim var :D

Bebeğimize hazırlıkları hızlandırdık bu hafta. Ne görsek almak istiyoruz. Henüz dolabını almadığımızdan, aldıklarımız ayrı ayrı yerlerde duruyordu. Bir anda niyeyse çok üzüldük, hemen kendi dolabımızdan yer ayırdık ve her şeyi sevip sevip yerleştirdik :) Gece gözüme uyku girmedi. Dolabın onun tarafını açık bıraktık, yattığım yerden seyrettim durdum. Nasıl değişik, yoğun duygular..

Yazdıkça yazasım geliyor, anlatacak çook şeyim var, sanırım daha sık yazmalıyım. İyi ki acıktım yoksa bu yazı bitmezdi :)

Sağlıkla, hayırla, zamanında gel canparçam, seni çok seviyoruz.

Hep sevgiyle ^.^
(24+1)