29 Nisan 2016 Cuma

Bebek Bakım Ürünleri

Bebek beklerken yapılan her alışveriş keyifli, alınacak her şey tek tek araştırılmaya değer, en uygun en sağlıklı olanını aldığımız düşüncesi ise anne yüreğini en çok rahatlatan :) Ben de kızımı beklerken alınacaklar listemin her kalemini tek tek araştırdım, en çok da bakım ürünlerini yani vücuduna doğrudan temas edecek olan ve sağlığını etkileyebileceğini düşündüklerimi seçerken zorlandım. Daha önce kızımızı beklerken eşimle beraber bebek alışverişi yazıları yazmıştık. Okumayanlar için onları da ekliyorum, özellikle anne adayları için pek çok ürün tavsiyesi var göz atmanızı öneririm.


Eylül Masal doğmadan önce, mümkün olduğu sürece gereksiz ürün kullanmayacağımı biliyordum. Nitekim öyle oldu ve kullandığım şampuan dahil minimumda tuttum. Örneğin her gün banyo yaptırıyorsam bir yıkamada şampuan kullanırken diğerinde sadece su ile yıkandı. Minik bir bebek zaten ne kadar kirlenebilir ki :) Her daim mis kokulu.
Alt Değiştirme Ürünleri

25 Nisan 2016 Pazartesi

Eylül Masal'ın Uyku Düzeni

  • Gece gündüz ayırdına varsın uyuyacak (uyumadı)
  • Kırkı çıksın uyumaya başlayacak (uyumadı)
  • İlk 3 ayı atlatınca tüm düzenini kurmuş oluyorlar, uykuları da düzene girecek göreceksin uyuyacak (uyumadı)
  • 6 aylık olduklarında tamamen değişiyorlar mucize gibi, ek gıdaya geçtikten sonra meme için bile uyanmayacak sabaha kadar deliksiz uyuyacak (uyumadı)
  • Senin bebeğin biraz memeci ama 9-10 aylık olduğunda iyice hareketlenip yoruluyorlar, işte o zaman göreceksin uyuyacak (uyumadı)
  • 1 yaşından sonra yemesi, oynaması, uyuması her şey bilinçli oluyor, kendisi uyumak isteyecek (uyumadı)

Tam 14 ay uykusuz her gece, son 2 ay yorgun ölesiye…


Hamileyken derinlemesine araştırmadığım tek başlık uykuydu belki de, baştan kabullenmiştim bebek doğduktan sonra her anne uykusuz kalır zamanla bebek zaten kendi kendine uyumayı öğrenir, en fazla birkaç ay uykusuz anneler kervanına katılırsın en olmadı senin bebeğin uyumayı birazcık daha geç öğrenir birkaç ay fazladan uykusuz annelerin en önünde flama taşıyan sen olursun.  Zaten çocuklar erken kalkar, e iş hayatından alışkınım sabah 6’da da uyansan ona göre düzen kuruyorsun bazen akşamları erkenden uyuyup dinleniyorsun, bebekle de böyle olacak ne var ki?

Kazın ayağı hiç de öyle değilmiş!

Eylül Masal doğdu, ilk günler uykusuzluğu en yoğun hissedeceğin zamanlar dediler. Öyle tatlı bir heyecan öylesine güzel kokan bir duygu ki uykusuzluğumun önüne geçti. Hiç de öyle değildi, gözümü kapatmayı bırakın gözümü kırpma süresince bile kızıma bakmadan durmak istemiyordum. Geceleri uyanıyordu, kızım uyanmazsa ben uyandırıyordum aman aç kalmasın diye! İhtiyaçlarını giderip emzirdikten sonra hemen uyuyakalıyordu zaten. Maşallahtı bebeğime, tüm bu süreler dışında uykusuz kalmak benim seçimimdi. Şimdi dönüp baktığımda görüyorum ki uykusuzluk temellerini ben atmışım. Yahu sarılık riskini atlatmış, 40 gününü doldurmuş bebeği ne diye tatlı uykusundan uyandırırsın. Aç olsa, başka bir ihtiyacı olsa zaten uyanmaz mı bu kuzucuk. Ağlayıp benim bir derdim var demez mi? Dermiş ama ben bilmiyordum, hem doğal ebeveynlikti benimki içimden geldiği gönlümün çektiği gibi.

Kırkı çıktıktan sonra gündüz öylece otururken kucakta uyuyakalmalar bitiverdi. Sahi kırkı çıkınca daha çok uyuyordu değil mi bebekler? Hem düzen kurmaya da başlıyordu yavaş yavaş! Neden sonra uyandım da yahu bu bebek uyumuyorsa ben uyutmalıyım diye düşünebildim. Emzirdikten sonra yarım kundak yapıp usul usul sallıyordum kollarımda, hafifte poposuna pıt pıt pıt tamam işte ne de güzel uyuyor yavrum. Gece uyandı mı uyuyana kadar emzir, hem zaten ağzı küçücük çenesi hemen yoruluyor doyamadan uyuyakalıyor bari meme ağzında olsun da bir fırt fazla çekse kardır. Oh iyice dalana kadar hem mis gibi de kucağımda sonra yatırırım yatağına.

3 ayı doldurdu yenidoğan dönemimiz de bitti, yavaş yavaş gece emmeleri azalır, biz de daha fazla uyumaya başlarız. Gözü açıldı kızımın gündüz hep bakınmak ayakta durmak istiyor, dünyayı keşfedeceğim diye emme grevine de başladı. E ne yapalım yeter ki doysun aç kalmasın, geceleri uykuluyken biraz daha fazla emiyor ne de olsa. Grev geçene kadar birazcık uykusuz kalsam da olur.

Eylül Masal 6 aylık. Büyüme atağının en ağır darbesi iner. Uykusuz her gece seremonileri başlar. Memede uyumuyor. Önceden dizlerime başını koyar otururken usul usul sallanırdık bir bakardım uyumuş, artık onu da istemiyor.

Bölük pörçük uykularla geçen 3 ayın sonu kızım tam 9 aylık. Artık kesinlikle memede dalamıyor, emiyor emiyor gözlerini sıkıyor sonra uyuyamadığı için yan dönüp bizim yatağımıza atıyor kendini. Beşiği bizim yatağın baş ucunda olduğu için önceleri yatağa oturur emzirip uyuttuktan sonra yatağına bırakırdım ama artık uyuyamaz hale geldiği için yatağa yuvarlıyordu kendini. Almıştım aslında kendi kendine uyumayı öğrenmek istediğinin sinyallerini. Ama korkuyordum uyku eğitiminden. Uyuması güç olsa da uyuduğu saatler hep sabitti çünkü, gündüz ve gece uykularının daima bir periyodu ve düzeni vardı. Hem ağlamasından korkuyordum hem de uyku eğitimine kalkıştığımda başarısız olup sabit olan bu saatleri de bozmaktan. Ben bu eğitimi kendi içimde enine boyuna düşünmeye çalışıp duygularımla mantığım arasında sıkışıp kalmaya devam ediyorken kuzucuk döne döne uyumayı öğrendi! Başlarda 40 dakika, sonra 1 saat sonra 1,5-2 saat derken yanında oturma sürem günden güne uzamaya başlamıştı. Sonra bir gece Eylül Masal'ın uyumasını beklerken bende uyuyakalmışım onunla. O gece yalnızca 2 kez uyandı ve doğru düzgün meme bile emmeden hemen uyuyakaldı. Onunla sıcacık uyumak o kadar hoşumuza gitti ki bize sarılarak uyumasından, sabahları uyandığında yüzümüzü okşamasından, sırtını göğsümüze yaslamasından nasıl vazgeçebilirdik? Hem zaten büyüyünce kendi istemeyecekti bizimle uyumayı, o zaman vakit tadını çıkarmak vaktiydi. Bir kaç hafta sonunda bizim yanımızda da bölük pörçük uyumaya başlayana kadar...

Derken bebeğim 1 yaşını doldurdu ancak bir anda sihirli değnek deymişçesine kendi kendine uyumayı öğrenemeyeceğinin bilincindeydim, kendimi kandırmaya gerek yoktu şehir efsanelerine ise çoktan kulaklarımı tıkamıştım.

Başladım uyku eğitimi metotlarını en başından yeniden araştırmaya, kitaplarımın uyku ile ilgili bölümlerini yeniden okumaya. Her biri 1 yaşından sonra uyku eğitiminin çok daha zor olacağını yazıyordu. Ancak daha zor olan ve gün gibi ortada olan bir şey daha varsa o da uyku problemlerimizin zamanla düzelmesi diye bir şey olmadığıydı.

Tevafuk o ki biz eşimle hemfikir iki koldan neyi nasıl yapsak düşüncesindeyken yine uykusuz gecelerimden birinde sabah 3 sularında arkadaşım Serap’ın uyku semineri yazısını gördüm ve bu vesile ile Sinem Hanım ile yollarımız kesişti.

Neyi nasıl yaptığımızı, nereden başladığımızı bir sonraki yazımda ayrıntılı bir şekilde yazacağım. İlk yazım uyku düzenimizin nereden nereye geldiği hakkında olsun istedim. Birikmiş uykusuzluk nedir çok iyi biliyorum ve inanın bana uyumayı öğrenemeyecek, yatağına bıraktığınızda kendi kendine uyuyamayacak bebek yok.

Öğrenmek istediklerinizi yorum bırakmayı unutmayın e mi? Yazılarımı uykusuz annelere göre şekillendireceğim.

Hep sevgiyle, Gözde Anne ^.^

21 Nisan 2016 Perşembe

Bebeklerde Büyüme Atakları

Bebeğiniz olduğundan farklı davranıyor, bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünmeye başlıyorsunuz. Sizin bebeğinize karşı sergilediğiniz tavırda bir değişiklik yok hatta daha toleranslı olmaya, davranışlarına anlam vermeye çabalarken bolca sevgi göstermeye devam ediyorsunuz. Evet doğru yoldasınız tam olarak yapılması gereken bu.

Bebeğim büyüdükçe huyu suyu değişiyor, durup dururken neden oldu acaba? Keyfini kaçıracak bir sebep de yok her zamanki düzeninde, her zamanki rutininde devam ediyor hayatımız. Cevap sorunun içinde gizli! Evet bebeğiniz büyüyor.

Sizin tabirinizle huyu suyu değişiyor, bu bebe günden güne atarlı oluyor, yine triplerde.. Çok tanıdık geldi değil mi? İnsanoğlu her sonucu bir sebebe bağlar, dünya da bunun üzerine dönüyor zaten. Ama sebep atar, trip ya da huysuzluk değil bunlar sadece sonuç. Minik bebeğinizin mükemmel gelişimine karşın küçücük bünyesinin kazandığı becerileri nasıl kullanacağını bilemediğinden hayatına adapte edene kadarki süreçte gösterdiği tepki. Bebeğiniz gelişme sürecinde birdenbire olağanüstü bir değişim yaşıyor ve bu onu alt üst ediyor. Çünkü her şey bir gecede değişiyor ve bebeğiniz ne olduğunu anlayamıyor.

Araştırmalar sonucunda bebeklerin ne zaman bu huysuzluk dönemine girdiği saptanmış (Harika Haftalar / Dr. Hetty van de Rijt - Dr. Frans Plolj). Bebeğiniz ilk 20 ayını kapsayan bu süreçte 10 önemli sıçrama gerçekleştiriyor. Sıçramalar fiziksel, zihinsel ve nörolojik açıdan gelişimine sebep oluyor ve her sıçrama/atak sonrası bebeğiniz yeni bir beceri kazanıyor.

Bebeğimin Büyüme Atağında Olduğunu Nasıl Anlarım?


Her zaman olduğundan daha fazla yeme, daha fazla uyku ihtiyacı gibi belirtiler olabileceği gibi aksine daha sık uyanma, dalarak uyuyamama gibi belirtiler de gözlemleyebilirsiniz. Ancak en çok dikkat çeken huzursuz olması, söylenme halinde olması, kucağa düşkünlük ve size çok daha fazla ihtiyacı olduğunu hissettirmesi.
Ateş, ishal, halsizlik gibi semptomlar kesinlikle büyüme atağı kaynaklı değildir. Halsizlik ancak geceyi çok uykusuz geçirmesinin sonucu olabilir.


Büyüme Ataklarında Ben Nasıl Davranmalıyım?

İhtiyacı ne ise karşılamaya çalışın. Bebeğiniz bu süreçte çok tedirgin olabilir, güven duygusuna çok daha fazla ihtiyaç duyabilir. Ben tüm işimi gücümü bırakıp yalnızca Eylül Masal'a kanalize oluyorum. Kucak istiyorsa kucağımda duruyor, meme istiyorda memede. Bazen oyuna çok düşkün oluyor, bazen sadece dışarıda zaman geçirerek temiz hava alarak mutlu oluyor.

Atak dönemlerinde bebeğinize yetemediğiniz, onu mutlu edemediğiniz hissine kapılabilir kendinizi çaresiz hissedebilirsiniz. Hatta ne yapacağınızı nasıl davranacağınızı bilmediğinizden çocuğunuza kızabilirsiniz. Ben bu dönemlerde hep şunu düşündüm; 'Bebeğim çok hızlı ve muhteşem bir gelişme gösteriyor, küçücük bünyesine ani gelişimler fazla geliyor ve nasıl karşılayacağını bilmediğinden tedirgin oluyor. Benim tek yapmam gereken onun yanında olduğumu, onu anladığımı hissettirmek.' Bu dönemlerin bebeğimizin sağlıklı gelişiminin göstergesi olduğunu unutmazsak çok daha kolay atlatabiliyoruz. Küçük bir adım geri ileriye doğru büyük bir sıçrayış tıpkı mehter takımı gibi :)

Çok daha ayrıntılı bilgiyi Harika Haftalar kitabında bulabilirsiniz. Büyüme atakları çok bilinmeyen bir konu olduğundan ben bu kitabı elimin altında bulundurmayı tercih ettim, bir de kitabın uygulamasını indirdim. Kitap ve uygulamayı bir başka yazımda ayrıntıları ile yazacağım.

Büyüme atakları hakkındaki videomu izlemeyi unutmayın.



Hep sevgiyle, Gözde Anne

18 Nisan 2016 Pazartesi

Yıllanmış Anneden Notlar #2

İlk yazımı okumadıysanız önce buradan onu okumanızı öneririm ^^

Nasıl her anne adayının hamilelik dönemleri birbirinden farklı ise, bebek büyütürken de kesinlikle tek bir doğru yok. Hatta bir annenin her hamileliği bile aynı değilken bebekleri/çocukları tek bir doğru ile büyütmeye, yetiştirmeye çabalamak deli saçması. Başta bunu aklımızdan çıkarmamalıyız ki çocuklarımızı başka çocuklar ile kıyaslayıp kendimizi de çocuğumuzu da üzmeyelim ya da kendi çocuğumuzun yaptığını bir başkasının yapamadığını gördüğümüzde kendimizi şapşahane anne edalarına sokup karşımızdaki anneyi eleştirme ve üzme hakkını kendimizde görmeyelim.

Bizler küçükken mahalledeki bilmem kim teyzenin küçük çocuğuyla, akrabamız falanca amcanın yeğeniyle, en yakınımız kardeşimizle kıyaslandık durduk. Belki de şu an toplumumuzun içinde bulunduğu yarışma/yarıştırma psikolojisinin temelleri o zamanlar atıldı belki de çok daha öncesi öyle değil mi. Siz hoşlanır mıydınız olumlu ya da olumsuz sürekli birileriyle kıyaslanmaktan? Peki şimdi kendinizi ve evladınızı neden başka bireylerle kıyaslıyorsunuz? Kıyaslamakla kalmayıp üzülüyor, dolu dolu geçirmeniz gereken tekrarı olmayan anları böylesine heba ediyorsunuz?

Önceleri aman içi seni dışı beni yakar, onun da ne olduğunu biliyoruz deyip içinizi rahatlatırdınız belki yakın çevrenizle kıyaslandığınızda. Ya şimdi? Şimdi durum çok daha vahim. Çünkü sosyal medya denen sanal bir gerçek var. Sadece gördüğünüz kadarını biliyor, sadece size gösterilen kadarına inanıyor ve kendinizi çok daha kötü hissediyorsunuz. Çünkü tanıdığınızı gerçek sanıp, heves ettiğiniz şeyleri özendiğiniz insanları gözünüzde çok fazla matahlaştırıyorsunuz.

Evet, bu kadar uzun girişin sebebi 'KI-YAS-LA-MA-YIN' demek içindi. Benim anneliğimin yapı taşlarından olur bu nokta!
Bu demek değil ki ben kıyaslama sınırlarında dolanmadım hiçbir zaman. Bu toplumda büyüdüğüme göre, huyundan suyundan kapmıştım elbet. Ama bu girdaba kapılmama sebebim de, pek çok kez bahsettiğim ve en sevdiğim yönlerimden biri olan çok okumam, çok araştırmamdı. Ben gördüğüme duyduğuma kapılmak yerine, araştırmayı, a-b-c planları oluşturmayı, bu kadarı yetmediğinde yine araştırmayı seçtim. Tabii ki danıştım, tabii ki tecrübelerden faydalanmayı ihmal etmedim ama tek bir doğru olmadığını, sana/senin çocuğuna iyi gelenin bana uymayabileceğini aklımdan çıkarmadım.

Seninki çok yer benimki az, seninki az uyur benimki çok, seninki oyuncaklarla oynar benimki kablolarla terliklerle, seninki boyama yapmayı sevmez benimki elinden kalem düşürmez, seninki herkese el sallar benimki kafasını çevirir, seninki gezmeyi sever benimki parkta oynamayı, seninki aktivite yapmayı sever benimki dışarıda aktif olmayı, seninki erken yürür benimki geç, seninkinin dişi çıkmamıştır henüz benimki 6 aylıkken çıkarır, seninki 6 aylık emekler 15 aylık yürür benimki emeklemez 12 aylık yürür... Sen ben, sen ben, seninki benimki, kamşununki teyzeminki, arkaşımın kızı, kardeşimin oğlu... Ooof okurken bile daraldın değil mi ben de yazarken! Hele ki düşünürken, beyin durmuyor, üzerine ekliyor da ekliyor, bu girdaba dalmayagör bir kere... Şimdi derin nefes al, arkana yaslan ve yavrunun gelişine ne kadar mutlu olduğunu hatırla. Şimdi sıfırla her şeyi ve başlangıç noktasına, kucağına aldığın mis kokusunu içine çektiğin ilk ana geri dön.

İşte tavsiye ise sana benden en büyük tavsiye bu olsun sevgili okur; kendine güven, çocuğun için en mükemmel olan annenin sen olduğunu unutma -ötesi hayatta mükemmellik kavramının bile göreceli olduğunu aklından çıkarma- , kendini eksik hissedip günlerini evladına da kendine de zehir etme, çocuğunu eksik görüp duygusal yaralar açma, örseleme, her şeyden önce senin sevgine ihtiyacı olduğunu unutma. Ve şunu bil herkes mutlu olmak için yaşıyor, herkes mutlu olduğu anları ölümsüzleştirmek istiyor ve çok az insan üzgün olduğu - bebeğinin huysuz olduğu - kendisini yetersiz hissettiği anları paylaşıyor, çok büyük bir kesim mutluluğunu paylaşmaktan yana bu yüzden kimseye imrenme, seni yargılamalarına müsade etme, bebeğin ve sen sağlıklıysan mutlu olmaman mutlu etmemen için hiçbir sebep yok.

Güneş her gün yeniden doğuyor, her karanlığın sonu aydınlığa çıkıyor. Yanlış yaptığını düşündüğün, içini kemiren o konu için bugün yeni bir başlangıç yap. Hiçbir şey dönülmez değil sağlık olduktan sonra...

Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler kitabında Tracy Hogg bebeklerde 5 karakter yapısından bahseder ve günlük hayatta bu karakterlerdeki bebeklerin davranışlarını beslenme, aktivite, uyku ve huy başlıkları altında inceler. Henüz okumamışsanız kitabı edinmenizi öneririm.

(Yazı dizisi devam edecek sevgili anne, deneyimlerini - başından geçenleri - değinmemi istediğin konuları yorum bırakmayı unutma. Daha fazlası var dersen mailim gozdeanne@gmail.com)

Hep sevgiyle, Gözde Anne ^.^

13 Nisan 2016 Çarşamba

Anne & Kız Mart Ayı Favori Ürünlerimiz


Eylül Masal artık etrafında olan bitenleri çok rahat gözlemleyip, anlayabiliyor. Bunun yanında kendi zevkleri her geçen gün daha belirgin hale geliyor ve tercihlerini ortaya koyabiliyor. Önceleri sadece bu oyuncağını çok seviyor diye nitelerken şimdilerde bu tarz oyuncakları seviyor ya da bu tarz şeylerden hoşlanıyor diye kategorize edebiliyoruz. Hali ile Eylül Masal'ın favorisi olan ürünleri de ay içerisinde bariz şekilde gözlemleyebiliyoruz. Favoriler videoları benim favorilerim olmaktan çıkıp kızımla ikimizin favorileri haline geldi anlayacağınız ;)

Bu ay oyuncaklardan daha çok kalemler, boyalar ve defterler ilgisini çekti. Kırtasiye malzemeleri ve kitaplar dünyasına hızlı bir giriş yaptı :) Evet bu konuda bana benzemesini çok istiyorum; bol bol okuyan, okuduğundan dersler çıkaran, ve bazen hayatın gizini karşısına çıkan bir kitapta bulan biri olsun kim istemez ki.

Bu ay sevdiğimiz, severek kullandığımız tüm ürünlerimiz için videomuzu ekliyorum.

Tavsiyeleriniz, görmek istediğiniz videolarınız ve ürün önerileriniz için yorum bırakmayı unutmayın canlar.

Keyifli seyirler, hep sevgi ile ^.^




12 Nisan 2016 Salı

Yıllanmış Anneden Notlar :') #1

Bir yıllık anne olduğuma göre tavsiyede bulunabilirim öyle değil mi? Şaka şaka şunu yapın bunu yapmayın diyeceğim türden bir yazı değil bu. Zaten etrafınızda yeterince siz istemeden akıl veren birileri vardır, bir de başınıza ben ekşimeyeyim :)

Kendi yaşadıklarımı, şu an düşünüp dönüp baktığımda şunu yapmazdım, bunu iyi ki yapmışım dediklerimi sizinle paylaşmak niyetim. Hem bana not olsun, hem anne adaylarına ya da taze annelere ışık olsun.

Şu an bulunduğum noktayla kıyasladığımda hem çok uzun geliyor geçen bu süreç hem çok kısa geliyor. En acemi halimle değilim elbet ama kızım büyüdükçe karşıma çıkacak her bir aşamaya acemi olacağım. Her geçen gün onunla bir şeyler öğreniyorum, her geçen gün bebeğim sayesinde kendimi tanıyıp geliştiriyorum.

Annelik yolu çook öğrenmeli uzun bir yol Allah nasip ettikçe. Bu yolun başı ise lohusalık. İniş çıkışlarım olmadı değil her yeni anne gibi ama çok şükür hüzünlü, depresyonlu bir lohusalık geçirmedim. Sizi anlayan biri/birileri varsa yanınızda ona sığının mutlaka, onunla konuşun içinizde büyümeden her konuyu. İlk kez anne oluyorsanız çokça endişeli, yanlış yapma korkusuna gark olmuş olacaksınız bilirim. Yalnız şunu bilin, her ne olursa olsun sizin kokunuz bile yeter bebeğinizi mutlu etmeye. Ben bebeğimi kucağımdan bırakmadım. Zaten çok kısa aralıklarla uyanıyorlar, uyuduğu süre içerisinde bile kucağımda tuttum çoğunlukla. Zaten 17 günlükken ailelerimiz evlerine döndü başbaşa kaldık. İlk günden itibaren bebeğimin bakımını kendim üstlendiğimden, geceleri daima kendim baktığımdan yalnız kaldığımda da hiç zorluk çekmedim.

İlk üç ay kucağımda tuttum, memede uyuttum, bizim odamızda yattı ki hala yatağı bizim odamızda. Hatta öyle ki tüm gün kucağımda uyurken uyanmasın diye oturuyor sadece kitap okuyordum :D Yapmasaydım diyeceğim şeyler varsa onlar da Eylül Masal üç aylık olduktan sonrası için. Emzirmeyi çok seviyorum hatta son bir haftadır gece beslenmesini kestim diye içim içimi yiyor, bugün doğurmuş olsam yine bu kadar çok emziririm ama üç aylık olduktan sonra memede uyumasının yanı sıra kendi kendine uyuyabilmesi için de çabalardım. Çünkü üç aydan sonra yaptığınız her şey alışkanlığa dönüşüyor, bebeğiniz siz ne öğretirseniz onu biliyor. Eylül Masal 14 aylık ve başka türlüsünü öğretmediğim için yalnızca memede uyumayı bildiğinden son zamanlarda çok sıkıntı yaşıyorduk ve bu kadar zaman sonra uyku eğitimine başlamak durumunda kaldık. Çünkü kocaman olmasına rağmen hala memesiz uyumayı bilmiyordu, memede de dalamamaya başladığından günden güne büyüyen bir uyku sorunumuz oldu. Bu konuyu uzun uzun yazacağım zaten ama değinmesem olmazdı.

Temizlik, yemek ve bilimum ev işlerini çok önemsediğimi söyleyemeyeceğim zaten ama asgari düzeyde bile yapamadığım zamanlar oldu, bugün olsa yine bebeğimi her şeyin önünde tutarım ama büyümeye başladıkça da yavaş yavaş onunla birlikteyken de iş yapmaya alışmak alıştırmak gerekiyor. Wrap sling kullanmıştım kızımda ama ilk zamanlardan beri çok sevdiğini söyleyemeyeceğim, yalın kucak seviyordu benim kızım :) Sanırım bir daha doğurursam daha hastanede sling kullanmaya başlayacağım, bir de şansımı öyle denerim :) Malum işleri gün içine yaymayınca ya akşamları dinleneceğiniz süreden feragat ediyorsunuz ya da birikip dağ oluyor.

Keşke demeyeceğim bunlar için, hiçbiri beni huzursuz ya da mutsuz etmedi, yemişim ev işini kucağımdaki kuzucuğun mis kokusunu ne kadar süre içime çekebilecektim ki, şimdi büyüdü kucakta tutabilene aşk olsun.

Ama tek bir keşkem var, o da bebeyi slinge alıştırıp ayağı kırık tazı gibi gezmemek :D Masal 25 günlükken hastalandı (soğuk hava vs değil ev ortamında hasta oldu belki de fazla sıcaktan bilemiyorum) ve ondan sonra korkumdan dışarı çıkarmadım çok fazla. Havaların buz olması da üstüne gelince ana kız eve kapandık. Şimdiki aklım olsa dolma gibi sarar sarmalar yine de çıkardım. Çünkü temiz hava alınca bebeğin uykusu da beslenmesi de bir başka oluyor, annenin içinin açılması ise bonusu.

Bir de şunu eklemeliyim, bebek doğmadan evi sadeleştirir, lüzumsuz eşyalardan kurtulur, kendime de kolaylık sağlar, kızıma da daha fazla alan yaratırdım. Bu maddeyi şimdilerde çokça yapıyoruz, basit yaşama doğru yavaş yavaş giriyoruz ve inanın kurtulduğumuz her fazlalık hem evimizde hem zihnimizde yer açıyor, ruhen ferahladığımı hissediyorum.

Yazı çok uzun olacak sevgili okur, devamı bir sonraki yazıda :)

Hep sevgiyle, Gözde Anne ^.^

5 Nisan 2016 Salı

Eylül Masalımız 1 Yaşında

Nasıl yani benim minicik kuzucuk kızım büyüdü de 1 yaşı mı oldu diye düşündüğüm günlerin üzerinden koskoca iki ay daha geçmiş ve ben bu yazıyı ancak yazabiliyorum. Bugün bal bebeğim tam 14 aylık oldu.

Aylık paylaşımlarıma ara vermiş olsam da, bloğuma son sürat geri döndüm. Bundan böyle daha sık yazacağım aylık anılarımızı. Gerçi tutamıyorum zamanı diye geçtiğimiz bir yıl boyunca bas bas bağırmış olsam da şimdilerde bu mükemmel gelişime, 1 yaş sonrası minik hanımın karakter ve tavrını pat pat ortaya koyuşuna ve yürümeye başladığından beri tutabilene aşk olsun dedirten enerjisine ağzım açık bakakalıp 24 saati yettiremiyorken umarım yetişebilirim. Zira her anı not alınası, her anı yüreğime anılarıma nakış nakış işlenesi. Gözüme yine bir şey kaçacak gibi oldu, bu konulara uzun uzun anneliğimin birinci yılı yazımda değineceğim. Anneliğimin de 1 yılı olmuş kutlanası değil mi ;)

Gelelim kızımın 1 yaş gününe ♥
Aylar öncesinde konsept düşünmeye başlamış olmama karşın yumurta kapıya dayanana kadar karar vermek epey güç oldu. Doğduğu günden beri papatya prensesim dedim sarı kuzuma, konsept sarı papatyalar ve prenses olsun diye düşünürken kız çocuklarının büyümeye başladıkça prenses elbiselerine olan tutkusu, taçlara, simlere, pullara olan düşkünlüğü geldi aklıma da durdum orada. Yazar kendinden biliyor işi ;) Koyu sarı lambada eteğini yıkanmak için bile üzerinden çıkarmayan, kurudu mu diye çamaşırlığın önünde ciğerci kedisi gibi bekleyen, o lambada etek aşkına yeni cicilerinden meyve lekesi yapma sureti ile kurtulmuş olan bir kız çocuğu var karşınızda ;)

Prenses teması kızım prenses olmak istediğini ifade edince çıkarılmak üzere rafa kaldırıldığına göre yeni tema bulma işi anneyle babayı tırmalamaya başlamıştı ki madem bizim en kutlu günlerimizden biri bugün o zaman bol bol balonlar olsun, Masallar diyarında bizi mutluluktan havalara uçuran bir yıl geçirdiğimize göre düşünmeye gerek yok temamız bizi seçti balona atlayıp dolu dolu geçen bu yılı bir de bulutların üzerinden seyredelim dedik.


Partinin tüm detaylarını eşimle birlikte hazırladık. Sıcak hava balonlarının yapımı ile ilgili pinterestte çok çeşitli örnekler vardı. Biz kendi yorumumuzu katarak hazırladık. Beyaz mavi balonları da bulut görünümü vermesi için aralara yapıştırdık. Arkamızda kalan duvara kartondan bulutlar kesip yapıştıracaktık, koşturmaca arasında unutuldu. Sizlere fikir vermesi açısından not düşüyorum.


Masamızın genel görüntüsü böyleydi. Geçirdiğimiz her ay için bir fotoğrafını çıkarıp minik mandallarla hasır ipe dizdik ve masa örtüsüne iliştirdik. Ayaklı 1'i eşim levhalarla yaptı üzerini önce pelur kağıdı ile kapladık, sonra parça parça kestiğimiz pelurları buruşturup yapıştırdık.


Kürdan süsleri ve paketlerin üzerindeki etiketler eşimin tasarımı.





Üzerinde kuzucuğun sevdiği, yapmaktan hoşlandığı, ona dair küçük anıların yer aldığı chalkboardda eşimin ellerinden. Bir de önde peçetelik içerisinde Eylül Masal'ın büyüdüğünde okuyacağı dilek kartları var.


Günün hatırası olarak misafirlerimize ne hediye vermeliyiz diye çok düşünmedim. Yaşayan bir hediye olsun istiyordum, malum süs püs bir süre sonra atılıyor. Aklımda bir kaç fikir daha vardı fakat sonunda mis kokulu sümbüllerde karar kıldık. Masalımın doğumundan kalan nazar boncuklarını saksıların içine sapladık. Pelur kağıdı ile saksıların dışını süsleyip hasır iple kendi hazırladığımız temamıza uygun etiktlerimizi de iliştirince pek de güzel oldu. Ayrıca sümbülün nasıl bakılacağının yazdığı minik kağıtları da pelur kağıdının arka tarafına zımbaladık. (Eylül Masal'ın babası düşündü bunu :) pek düşüncelidir, şanslıyım demiş miydim ;) )

Prenses temasını arzu edileceği bir tarihe erteledik diye Eylül Masal prenses tacı takmayacak zannetmediniz umarım :) Tacın yanında sihirli masal değneği olmasa olmazdı. Eylül Masal'ın elbisesine uygun saç bandı da vardı ama pek hoşlanmadığı için denemedim bile, neticede onun günü ve kendini nasıl rahat ve mutlu hissederse öyle olmalıydı. Tacı da takacağını düşünmeden almıştık, bir kaç gün önce denedik baktık bizimki yokmuş gibi davranıyor kullanmaya karar verdik.


Minik prensesin tescilli bir yaşı olduğuna göre 1 yaş yazan kuşağı olmasın mıydı? Karnıburnunda partim için kendime de işlemiştim ama kızımınki kesinlikle daha güzel.
Anne kız kombinimizin etekleri hava balonu baskılıydı, babacık da bize uygun renklerde giyinip bizim kuşaklarımızın kumaşından yapılan bir papyon taktı.

Her şey bir yana, önemli olan kızımızla olan hatıralarımıza bir yenisinin eklenmiş olması, yıllar sonra dönüp fotoğraflarına baktığında kendini mutlu hissetmesi. Yoksa sevdiklerin yanında olduktan sonra bir pasta bir mum yeter de artar bile. Her şeyin en güzeli en iyisi senin olsun istesem de, dilerim büyüdüğünde sen de böyle düşünürsün, küçük şeylerden de mutlu olabilen bir insan olursun yavrum.

Nice sağlıklı, mutlu, yüzünden gülümsemenin eksik olmadığı yaşların olsun kuzucuğum. Çok şükür seninle her günüme, bin şükür bize bu eşsiz duyguyu tattıran rabbime. Nicelerine nicelerine inşallah hep birlikte.


Bir de fotoğraf çerçevesi olarak böyle bir balon hazırlamıştık fakat bu da günün heyecanı ile araya kaynayanlardan oldu. Olsun sonunda kuzucuğum arkadaşı ile keyfini çıkardı ya önemli olan bu :)

Bu yazıda yalnızca doğumgünü detaylarından bahsetmek istedim, yakında annelik yolunda bir yılımı, tecrübelerimi, iyikilerimi, daha iyi olabilirdi deyip yeni annelere naçizane tavsiye edebileceğim şeyleri yazacağım.

Yaş günü hediyesi bir maşallah iyi gelir :) eksik etmeyin olur mu
Konseptle ilgili toparladığım fikirler ve diğerleri için pinterestte @altunbasgozde takibe alabilirsiniz.

Hep sevgiyle, Gözde Anne

4 Nisan 2016 Pazartesi

Woodyland Çocuk ve Aile Merkezi'nde Etkinlik

Geçtiğimiz hafta canım arkadaşım Serap Oğuz Tan'ın daveti ile Woodyland Çocuk ve Aile Merkezi'nin etkinliğine katıldık. Hem minik kızımla katılacağım ilk etkinlik olacağı için, hem de etkinliğin içeriğinin uyku eğitimi olması sebebi ile heyecanlandığım bir etkinlikti. Eylül Masal ne yapacak, semineri dinleyebilecek miyim düşünceleri ile vardık Woodyland'e.

Kuzucuğum gittiğimizde çoktan oyun kurmaya başlamış olan akranlarını ve Woodyland ahşap oyuncaklarını görünce çok mutlu oldu. Woodyland aslen ahşap oyuncak markası; oyuncakların hepsi yurtdışından ithal, AB standartlarında üretilen, CE sertifikalı ürünler. Oyuncak denilince en çok özen gösterdiğimiz husus olan boyaları ise çocuk sağlığı ile uyumlu. Eylül Masal yeni bir nesne ile tanışırken ilk etapta mutlaka ağzına sokuyor :) O yüzden bu konuda ne kadar hassas olduğumu belirtmeme gerek yok sanırım.


Woodyland hem oyuncak markası hem de annelere, çocuklara ve gebelere eğitim/etkinlik hizmetleri veren bir çocuk aile merkezi. Annelerin bir araya geldiğinde çocuklarını güvenle oynatacakları bir mekana ihityaçları olduğu düşüncesi ile ofislerini çocuk ve aile merkezine dönüştürmüşler. Homeoffice çalışan ya da evde bulunan anneler sınırsız çay ve ücretsiz wifiden yararlanabilir, saatlik kirasını verdikleri etkinlik odasında çocuklarını ahşap oyuncaklar ile oynatabilirler.

Instagram hesabımda da paylaşmıştım bebek dostu mekan bulmak da gittiğin yerde diken üstünde durmadan keyfini çıkarabilmek de çok zor olabiliyor bazen. Böyle mekanların artmasını umuyorum.


Woodyland'in diğer aktiviteleri;
  • Kadınlar için hobi atölyeleri
  • Çocukların bedensel ve zihinsel gelişimlerini destekleyecek aktiviteler (masal saati, drama atölyesi, cupcake yapım atölyesi vb)
  • Gebeler için eşli ve uygulamalı gebelik okulu
  • Bebeklerle dans
woodylandtr.com üzerinden çok yakında kredi kartı ile alışveriş de yapılabilecek, etkinlikleri de woodylandtr.com üzerinden takip edebilirsiniz.


Nanookkids uyku matları ve çadırlarının da olduğu oyun alanında Masaltoşum ve arkadaşları keyifli vakit geçirirken, biz anneler rahatça semineri dinleyebildik. Uyku Danışmanı Sevgili Sinem Gerger Akınal'ın paylaşımlarını YouTube kanalımda paylaşmıştım, henüz izleme fırsatı bulamayanlar için buraya da ekliyorum.




Kızımla katıldığımız, gönül rahatlığı ile tadını çıkardığım keyifli bir gündü bizim için. Nicelerine diyelim :')

Hep sevgiyle, Gözde Anne ^.^