Bir önceki yazımda Trabzon'a gideceğimizden bahsetmiştim. Gittik döndük çok şükür, genele baktığımda bebekle gayet rahat bir uçuş oldu diyebilirim. Açıkçası bu konu üzerine çok fazla araştırma yaptım diyemeyeceğim, daha önce takip ettiğim bloglarda ve forumlarda ara ara tesadüfen bebekle uçak yolculuğunda ne yapılmalı başlıklarına denk gelmiştim ve aklımda tek kalan kalkış ve inişlerde meme emen bebeğin emzirilerek kabin içi basıncından etkilenme ihtimalinin azaltılmasıydı. Benim aklıma takılan tek şey kendimde uçuşlarda çok etkilendiğimden ya kendimle uğraşmak zorunda kalırsam korkusuydu ama öyle olmadı, belki de bu kez yanımda bebeğimin olmasından kaynaklı kendimi düşünememem işime yaradı ve sıkıntı yaşamadım.
Peki biz bu süreci nasıl geçirdik?
Çorlu'dan havaalanına gidene kadar günlük rutinine bağlı kaldık yani meme isterse verdim, uyumak isterse uyudu. Bazı anneler uçakta uyuması için yolculuk öncesinde uyutmuyorlarmış hatta acıktığında sadece açlığını bastıracak kadar emziriyorlarmış. Ama bana bu yaklaşım huysuzlanma riski doğuracağından mantıklı gelmedi. Havaalanına gittiğimizde bizi bir sürpriz bekliyordu, uçağımız rötar yaptı. Bir de Çorlu'dan yola çıktığımız için geç kalmayalım diye erkenden gitmiş olduk, bekleme süremiz arttı. Eylül Masal yol boyunca da uyumamasının etkisiyle huysuzlandı, sakin bir köşe bulup emzirerek unuttum kızımı. 2 saatten fazla uyanık kalınca uyuması da çok zor oluyor, bu yüzden biraz sıkıntı çektik ama sonunda uyudu. Malum 6.ayın getirisi etrafındaki her şeye ilgi duyması dışarıda emmesini ve uyumasını güçleştiriyor artık. Son noktaya gelmeden uyku başına vurmadan uyumuyor.
Uyandıktan sonra da epey sıkıldı, emeklemek yerde oynamak istiyor ama yapamadığı için çok sıkılıyor. Uçağa bindiğimizde yine sabrının son noktasındaydı kuzucuk :) hemen emzirmeye başladım ama keşfedecek çok şey vardı sık sık kafasını kaldırıp etrafa bakındı, canı istedikçe emmeye devam etti. Bende nasıl olacak ne yapacağız diye düşünürken erkenden emzirmeye başlamıştım uçak kalkarken kızım çoktan doymuştu :))) Biraz emdi, biraz bıraktı derken sorunsuz kalktık. Biraz oyun oynadıktan sonra memede uyudu yavrum, taa ki uçak inişe geçene kadar. Inerken bıraktı ama şükür sorun yaşamadık.
Dönerken uykusundan kaldırıp bobaya aldım, öyle uykuluydu ki bobaya yerleştirirken kafasını koluma koyup uyumaya devam etti yavrucuk. Uçağa bindiğimizde meraklı gözler açılmış bıdık bıdık etrafına bakınıyordu. Kalkarken yine biraz meme biraz bakınca derken uyuyakaldı. Inerken de uyuyordu emzirmek için uyandırmadım ama kendimce basıncı azaltmak için ağzını aralamaya çalıştım. Muhtemelen etkilendi sol kulağını kaşıdı ara ara ama bu kadarla atlattık.
Rahat olmak gerekiyor, minikler bizden çok daha kolay başa çıkıyorlar. Ağlarlarsa da yapacak bir şey yok, bebek bu ağlar :) Zamanında biz de ağlayan bebeklerle seyahat etmedik mi ;)
Huysuzlansaydı da yapacağım tek şey oyuncaklarla ve kitaplarıyla oyalamaya çalışmak olurdu. Bir de uçak içerisinde birşeyler gösterip ilgilerini çekecek şekilde konuşmak oyalıyor. Ben binmeden önce de hep konuştum kızımla şimdi uçağa bineceğiz, çok kısa sürecek, babaanneleri göreceğiz vs. Bunu her zaman yaparım ne söylediğimi anlayamasa da onu rahatlattığına eminim. Zaten kalkış ve inişler çok uzun sürmüyor, anlık basınç değişimi olmadığı sürece alışıyorlar bizim gibi.
Bizim ilk uçuş maceramız güzel geçti, umarım sizler de sorunsuz keyifle seyahat edersiniz.
Sevgiler ^.^