30 Aralık 2014 Salı

31. Hafta & Doğuma Hazırlık ve Nefes Çalışmaları Eğitimi

Bu hafta yine dolu dolu geçen haftalarımızdan biriydi ve sanırım bundan sonrası hep böyle olacak :)

En heyecan verici olan ilk nst maceramızdı, ben biraz pimpirikli olduğumdan bir kaç kez bebek hareket etmiyor galiba diye telefona sarılınca, nst kaçınılmaz oldu.

Doktorumuz aslında gerek olmadığını, bebek ve anne sağlığı açısından risk görülmüyorsa nstnin çok gerekli olmadığını pek çok doktorun ve hastanenin ticari kaygı ile anneyi sık sık çağırdığını da ekledi. Doktorumu bu yüzden seviyorum, her zaman açık sözlü olması ve gerekmedikçe telaşlandıracak açıklamalarda bulunmamasının hamileliğimin bu kadar huzurlu ve rahat geçmesinde büyük rolü var.

Kontrolümüz çok şükür yine çok güzeldi. Prensesimiz büyümüş, dudakları çok tatlıydı köfte köfte :) Gözümün önüne geldikçe mıncırasım geliyor. Mıncırmak demişken sanırım arada sapıtıyorum, bazen dişlerimi sıkarak karnımı severken buluyorum kendimi. Yavruma kıyamam, ağzını yüzünü yutmasam bari.

Nst de Murat'ta bende çok heyecanlandık, sanki doğum için hastaneye yatmışım gibiydi. Bu bile böyleyse doğum heyecanını tahmin dahi edemiyorum.

Sevdiceğimin Sürprizi ''Biblo bebeğin ayakları, nasıl tatlı''
Bir yandan yoğun hazırlıklarımız devam ediyor, istiyoruz ki her şeyde bizim emeğimiz olsun. Karı koca akşam eğlencelerimiz belli, aklımızdakileri tamamladıkça listeye bir tick atmak üzerimden bir yük alıyor sanki. Malum bir aralar hiçbir şey yetişmeyecek diye bunalıma girmeye çalışıyordum :)

Bu hafta artık duygusallaştığımı hissediyorum, bir akşam dışarı çıkmadan önce makyaj yaparken duygulandım, çok değişik ağlarken bile huzur duyabilir mi insan.. Duyuyormuş, az kaldı hissi varya o çok bambaşka bir şey. İrem Derici- Kalbimin Tek Sahibine şarkısını hep eşim için söylerdim, şimdilerde miniğime de hitap ediyor. İki gözüm iki çeşme bir mutluluk :)

Bir de bebeğimin kime benzeyeceğini çok merak etmeye başladım, gözümde canlandırmaya çalışıyorum bakalım kime benzeyecek, nasıl olacak. Kardeşlerim de sık sık rüyalarında görüyorlar :) Böyle rüyalardan uyanmak istemiyorum. Doğum rüyalarım da ayrı bir tattta :) Hepsinde her şey yolunda gidiyor, dilerim rüyalarımdaki gibi olur.

Her geçen hafta daha çabuk yorulmaya başladığımı farkediyorum, ama bir yandan da daha fazla koşturmadan edemiyorum. Önceden olsa hep enerjisiz hissederdim kendimi, hele ki yorgunsam asla bir şey için uğraşmazdım ama hamilelikle birlikte değişti bu durum 'bebeğim için' duygusu var ya her şeyin önüne geçiyor. Çok sabit kaldığımda ya da çok ayakta kaldığımda bel ve sırt ağrılarım başlıyor, anlıyorum ki son çağrı, hoop dinlenme ve keyif moduna alıyorum kendimi :) Anneler her şeyin kolayını bulur değil mi ;)

Ve bir sorunum var! Çikolata! Ekşici tuzlucu olan ben nasıl olduysa çikolata aşermeye başladım, öyle böyle değil. Evde kaç tane varsa bitirene kadar mekik dokuyorum :) Buzdolabı kedisi oldum. Ve sonunda hamileliğin başından beri hiçbir kapatıcı ve fondötene gerek kalmayan, tüm kusurları kapanan yüzümü tek bir sivilce ile taçlandırdım. Ama ne sivilce yanağımın ortasında ve etrafı morumsu bir renk. O kadar çikolataya az bile.. Bunun yanında çok daha fazla su içmeye başladım. Bir doğru bir yanlışı götürür mü hangisi baskın gelir bilinmez ama çikolatayı bırakmam gerektiği bir gerçek.

Bu haftanın kapanışını da Doğuma Hazırlık ve Nefes Çalışmaları Eğitimi ile yaptık. Biz eğitimi Doula Anne Esra'dan aldık. Kesinlikle tavsiye ederim, sadece doğal doğum değil sezeryan doğum hakkında da bilgilendik. Gönlümden geçen hamileliğimin başından beri normal doğum yapmak ama bazı durumlarda sezeryan kaçınılmaz olabiliyor, bebeğin hangi doğumu seçeceği de belli olmadığından eğitimde bu konunun da  ele alınması içimi rahatlattı diyebilirim. Ama siz yine de bana dua edin normal olsun :)

Eğitimde doğum sürecini bekleyen hamilelere en çok faydası olacak şey nefes çalışmalarıydı, ve bu çalışmalar öyle keyifliydi ki kuş gibi hafiflemiş olarak ayrıldık eğitimden. Bir de eşlere masaj teknikleri öğretiliyor yaşadık hanımlar :) Esra Hanım'ın enerjisi ise günü güzelleştiren en büyük etkenlerden. Eğitimler aylık olarak düzenleniyor, hatta bu aralar ön görüşme de var. Ayrıntılı bilgi almak için Esra Hanım ile görüşmenizi öneririm.


Yeni yılı karşılamaya hazırlanırken Lösev Dükkan'dan şirin takvimlerinizi alıp, miniklerimizi mutlu etmeyi unutmayın :') Biz hafta hesabı yapmaya bu cici takvimlerle devam edeceğiz. 2015 hepimize başta sağlık olmak üzere gönlümüzden geçen tüm güzellikleri getirsin ^.^ Bizi de sağlıkla, hayırlısıyla canparemize kavuştursun inşallah. 


Hep sevgiyle ^.^

32+2

(Bugün kar yağmaya başladı, hep böyle hayal etmiştim; yılbaşı gelecek, karlar yağacak ve sonra kızımızı kucağımıza alacağız. İnşallah Allahım inşallah..)

26 Aralık 2014 Cuma

30lu Haftalara Merhaba :') 'Anne Bebek Fuarı'

30lu haftalara da başladık, zaman su gibi demiş miydim? Bu aralar iki duyguyu bir arada yaşıyorum. Bebeğime kavuşmak için sabırsızlanıyorum, çok çok heyecanlıyım ama aynı zamanda onu karnımda taşıyamayacağımı düşündükçe hüzünleniyorum. Annelik ruh haline iyice bürünüyorum sanırım, tüm coşkulu duygular bir arada anlayacağınız. Bu özel ve kutsal zamanlarını şükran ve sevgi ile karşılayan her anne adayı meleği ile aynı vücuttan ayrılacağını düşündüğünde hissetmiştir bu duyguyu. Size şimdiden en büyük tavsiyem kesinlikle hamileliğinizin tadını çıkarmanız olur. Evet vücudumuz değişiyor, evet tüm duygu durumumuz alt üst olabiliyor ancak sonunda Allah nasip ederse öyle güzel bir varlıkla mükafatlandırılacağız ki her şeye değer.. Dolu dolu, tüm mutluluğumu sonuna kadar yaşadığım için, eşimle her şeyi paylaşabildiğimiz için çok mutluyum, hep iyi ki dedim..

30. haftada artık ağırlaşmaya başladığımız hissediyorum. Kilo alımım çok güzel gidiyor, onca kaçamağa ve hamileyim şimdi yemezsem ne zaman yiyeceğim fikrime rağmen çok iyi durumdayım. Ama olay sadece kilo alıp almamak ya da dışarıdan bakıldığında kocaman bir göbeğin olup olmaması değil, hamileliğin ilerlemesi. Dolayısı ile bende de sırt ağrıları ve hafiften penguen yürüyüşleri başladı :) Bir de kızımın göbek deliğimle bir alıp veremediği var, bir bakıyorum dışarı pırtlamış tamam diyorum minikkuş galip geldi, bir bakıyorum göbek deliğim kendini affettirmiş eski yerine yerleşmiş :) Şimdilik ite kaka geçiniyorlar ama ilerleyen zamanlarda göbeğimin kapı önüne konulacağı bir gerçek :D Göbeğim demişken belli belirsiz bir linea nigra göbeğimin alt tarafında oluşmaya başladı. Hamileliğin şanındandır ;) severim onu da.


Uykularım çok şükür düzenli, akşamları sıvı alımını gündüze oranla azalttığımdan beri daha da rahat ediyorum. Sabahları öyle derin uykuda oluyorum ki uyanmış olsam bile ayılmak biraz zaman alıyor. Bizde midem guruldamadığı sürece prensesimle yatak keyfi yapıyoruz.

Hazırlıklarımız ise iyice hızlandı, rüyalarımda kurdeleler, taşlar vs görmeye başladım :) Benim gibi pembe ve sim pul hastası birinin kız evladı olmaya görsün :) Yok yok abartmıyorum, hiçbir şeyin meleğimin önüne geçmesine izin vermem. O saf o temiz halini hiçbir şey gölgelememeli. Azcık süsleniyoruz o kadar ;)

Bu haftanın kapanışı süper oldu. IBS Anne Bebek Çocuk Fuarı'ndaydık. Çok keyifli bir gündü, ufak tefek eksikliklerimizi de tamamladık. Mesela en kararsız olduğumuz şeylerden biri nasıl bir sling alacağımızdı. Günlerce araştırıp karar veremediğimiz slinge yarım saatte karar verip aldık. (Ayrıntılar koccimden, teknik işler müdürümüz o ;) ) Bir de cupcakeli kundağımız var ki evlere şenlik :) Tanıdığım blogger arkadaşlarımı yeniden görme fırsatım oldu ve tanımak istediğim bazı blogger annelerle de tanıştık, biz çok mutlu ayrıldık fuardan. Ama bütün alışverişi yapmak için fuarı beklemeli miyim diye sorarsanız kesinlikle beklemeyin derim. Aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir fuar değil, yeni ebeveynlerden ya da alışverişe gelenlerden daha çok çocuk eğlendirmeye gelen kişilerle doluydu, biraz gereksiz bir kalabalık vardı diyebilirim. Biz açıldığı saatte oradaydık, fazla kalabalık bastırınca ayrıldık.

Dönerken Ikea'ya gittik zaten İstanbul'a gitme sebeplerimizden biri Ikea'ya uğramaktı. Kızımız için alışveriş yaptık, yine ayrıntılar için Murat'ın alışveriş yazılarını bekleyin ;)

Bugün 32. haftamıza başladık, hafta bitmeden 31. hafta hamilelik günlüğümü de yazmış olacağım. Bu aralar iyice hamileliğin tadını çıkardığımdan çok sık yazamadım ama arayı kapatacağız.

Hep sevgiyle ^.^

18 Aralık 2014 Perşembe

Bebek ve Doğum Alışveriş Listesi - 1

Merhabalar tekrardan,

Geçtiğimiz aydan itibaren artık bizim açımızdan çok hareketli zamanlar. Gözde’nin bir arkadaşının düğünü için Bursa’ya gitme planı belinin aniden tutulması ile ertelenmişti. Annemizin tüm ağrıları iyileştikten sonra  annemizi Bursa’ya gönderdik.  Bende akşamları kendime fırsat bilip bebek ve doğum ile ilgili alınması gerekli malzemeler konusunda araştırma yaptım. Aslına bakarsanız son zamanlarda neredeyse her gün kızımız ve doğum ile ilgili sürekli araştırmalar yapıyordum. Eşimin de Bursa’ya gitmesiyle akşamları daha bir haşir neşir oldum bilgisayarım ile. İnternette pek çok site ve forum var bu konularda yardımcı olabilecek, bunların başında Donanımhaber forum sitesinin Bebek İçin Acil İhtiyaçlar bölümü geliyor :) Bu konu başlığı altında benim gibi pek çok kişi var. Dolayısıyla tavsiyeler havada uçuşuyor ve aralarından gerekli olanları seçip çıkarmak da bana düşüyor. Eşim ve ben kendimize göre alınması gerekenler listesi yapmıştık ancak hangi marka hangi model? İşte esas soru bu :)



Etrafımda sayfalarca aldığım notlar var almamız gerekenler ile ilgili. Bu kadar araştırmaya gerek var mı diyebilirsiniz; ben eğer bir ürün alacaksam öyle mağazaya gidip sar bana oradan bir led tv veya ana kucağı :) diyemem. Bana göre değil bu tarz alışveriş. Artık piyasada aynı işlevi gören çok fazla ürün var, içlerinden en uygun olanı seçmek benim elimde. Hem eşim için hem kızım için en güzeli en iyisi olsun isterim.

Bu hafta aldığım ürünlerin bazılarından bahsetmek istiyorum;
Ana Kucağı: Brightstars Disney Minnie Ev Tipi Ana Kucağı

Ana kucağı seçiminde bu ürünü görene kadar bayağı zorlanmıştık. Ne renk olsun, modeli nasıl olsun, salıncaklı tip mi daha kullanışlı olur diye düşünüyorduk ancak Disney Minnie görünce kesin bu olmalı dedik.  Belki de en çok kullanacağımız ürünlerden biri olacağı için hem malzeme kalitesi hem de görünüşü bizim için çok önemliydi. Ayrıca titreşim ve melodi özelliğinin olması da artısı oldu. Gözde Bursa'da iken nereden temin edeceğim konusunda ufak bir araştırma yapıp siparişi verdim.  Hatta gelir gelmez evde hemen ana kucağını kurup eşim ile paylaştım fotoğrafını. (En sevdiğim olay kargo kutusu açmak hele ki doğacak kızım ile ilgili olması eşsiz, müthiş bir duygu) İnternet sitesinden göründüğünden daha şirin bir ürün, yumuşacık kumaşı var. Üst taraftaki kemerinde 3 tane oyuncak var (Minnie Mouse yumuşak peluş, yumuşak içi su dolu diş kaşıma oyuncağı ve plastik kelebek).

Oyun Halısı: Tiny Love Gymini 5 Hareket Merkezi Prenses

Bu olay müthiş; bebeğiniz doğduğundan itibaren kullanabileceği, üzerine beraber oyunlar oynayacağınız ve modeline göre değişen pek çok ilgi çeken minik oyuncak bulunan bir ürün. Oyun halısı için önümde 2-3 model vardı, ana kucağı gibi pek kararsızlık yaşamadım. Ben bulduğum ürünleri Gözde'ye gösteriyordum, beraber değerlendiriyorduk. Beğendiklerimizi inceleyip önceden alıp kullanan ailelerin yorumlarını okuduk, Youtube'dan ürünün inceleme videolarını izledik. Oyun halısı alırken dikkat edilecek birkaç nokta var; kullanılan malzemenin kalitesi, ürünün ebatları( genelde yuvarlak yada  kare şeklinde, yaklaşık 1m civarı oluyor), üzerinde bulunan oyuncakların çok çok küçük olmamasına dikkat edilmeli, çocuğunuzun cinsiyetine göre renk seçimi de yapmak sizin elinizde.

Tiny Love’ın bu ürünü 115 cm civarında, üzerinde 7 değişik oyuncak var. Halı üzerinde bebeklerin eliyle sıkıp hışırtılı sesler çıkarabileceği peluş oyuncaklar var. Yumuşak ve plastik asılı oyuncaklar mevcut ve aynı zamanda farklı melodilerde müzik de çalabiliyor. Fotoğrafta da görüldüğü üzere oyuncakların asılı olduğu iki kemer bulunmakta. Bu kemerler yukarıdan bir aparat ile ister tam ortada birleştirebiliyorsunuz isterseniz halının kenarına doğru da getirebilirsiniz. Ürünün montajı da oldukça kolay ve tabii ki zevkli. Herşey cıvıl cıvıl, bence Masal çok şanslı bir bebek :)

Bebeğim ile beraber içerisinde yatıp oyun oynamayı düşünmek müthiş mutluluk veriyor bana, bunun için sabırsızlanıyorum.

Oyun halısı geldiğinde akşam sabırsızlıkla kurulumu yaptım sonra içine yatarak bir öz çekim yaptık ve hemen annemize gönderdim fotoğrafı, sevinçler mutluluklar paylaştıkça artar ve anlam kazanır.

Tarak ve Fırça: Chicco

Çok fazla araştırmaya gerek kalmadan alabileceğiniz bir ürün. Piyasada satılan kaliteli 4-5 firmanın ürünlerini herkes beğenerek kullanmakta. Biz de tercihimizi bu kategoride Chicco’dan yana kullandık. Tabi ki de rengimiz Pembe :)

Tarak-Fırça ürünlerinde en çok fırça kullanılıyor ve fırçanın kıllarının yumuşak olması çok önemli. Bebeğimizin kısacık ve az olan saçlarını tarayacağız, hatta kızımızın bundan zevk alacağını düşünüyorum.

Tırnak Makası: Chicco

Yine Chicco’nun standart bebekler için özel ürettiği minik makasını tercih ettik. Bu ürünü tercih etme sebebimiz, bebeğin parmak ve tırnak yapısı çok çok narin olduğu için tırnak makasının yara yapabileceği korkusu ile minik makas ile tırnaklarını kesmeyi düşünüyoruz. Umarım tırnaklarını kesebilecek cesareti kendimde bulurum, çünkü pek çok bebek yeni doğduklarında tırnakları uzamış oluyor ve kesmek gerekiyor, düşünsenize o narin incecik tırnakların kesilme anını, yerim yerim ben o paynakcıkları :)

Biberon: Dr Brown's

Bu konu çok karışık internette pek çok kullanıcı yorumu ve farklı markalara ait ürünler var. Bunların bi kısmı BPA içermeyen plastik biberonlar  ve birde cam biberonlar. Cam biberon ilk akla geldiğinde, saf şeffaf hijyenik olarak biliniyor. Ama yorumlara bakarsanız cam biberonların ağır olduğu bebek elinden düşürebildiği yazıyor. Açıkçası okuduğum kitaplarda özellikle ilk 6 ay cam biberon kullanımını tavsiye ediyor. Bu süreç içerisinde bebek zaten kendisi biberonu tutamayacağı için,  siz tutacaksınız hatta belki bebeğiniz anneden emmeyi çok sevecek ve biberon hiç kullanmayacaksınız. Bu yüzden çoğu kişi de biberon almayı düşünmez ilk aylar için. Ama yine de yanınızda 120 - 125 ml cam biberon bulundurmanın faydası var. Plastik biberonlar için her ne kadar %0 BPA oranı olduğu denilse de, siz biberonu mikropları arınsın diye kaynar su ile yıkarken plastik kimyası değişecektir.

Biz biberon olarak Dr.Brown’s un Doğal Akış Cam biberonunu tercih ettik (125ml hacimde). Bu markanın iddiası aynı zamanda bebeklerde gaz oluşumunu azaltmak. Biberon içerisindeki özel bir kamış vasıtasıyla bebek biberondan süt veya mama içerken hava kabarcıkları miğdesine gitmiyor. İnternette de kullanıcı yorumlarına bakarsanız bu konuda başarılı olmuşlar.  Yalnız biberon cam olduğundan gerçekten ağır, tahminimden çok daha ağırmış. Öyle yere düşüp kıralacağını da düşünmüyorum. Biberon içerisinde özel temizleme fırçası ile birlikte geliyor bilginiz olsun, ekstra bir temizleme aparatı almanıza gerek yok.

Alışveriş yazılarımın devamı gelecek, ürünler hakkında herhangi bir sorunuz olursa yorum olarak bırakabilirsiniz. Fazla fazla araştırmış bir baba adayı olarak elimden geldiğince yardımcı olurum :)

Sevgiler, Eylül Masal'ın babası

13 Aralık 2014 Cumartesi

28. ve 29. Hafta 'İçimde Kıpır Kıpır Oyunlar Yapan Bir Kelebek Var'

Yine 2 hafta bir arada oldu maalesef ama 'çocuk da yaparım kariyer de' deyince böyle oluyor. Doğumdan önce tezimi teslim etmek istiyorum, sonrasında kızımla geçireceğim zamanların bir dakikasında bile başka bir şeyle meşgul olmak istemediğim için dişimi sıkıp istemeye istemeye de olsa nihayet o tezin başına geçtim ve Perşembe günü itibari ile ilk kontrolü atlattım. Dünden beri keyfimiz iyice yerinde anlayacağınız, ense yapıyoruz minnak kelebeğimle :') Hatta ne yapacağımı şaşırmış vaziyetteyim elime bir örgümü alıyorum, bir kitabımı alıyorum arada sosyal medyada takılıyorum kısaca finaller sonrası rahatlık diye tanımlayabilirim bugünkü durumumu :)

Yarın da İstanbul'a gidiyoruz, İBS Anne Bebek Çocuk Fuarı'na gideceğiz, oradan da Ikea. Güzel bir haftasonu bizi bekliyor :) Hamileliğimin en başlarında Aralık ayı gelsin tamamdır diyordum, Aralık ayında zaman daha bir hızlı akıyor sanki. Hazırlıkların en keyifli kısmına geldiğimizden olsa gerek (yazar burada tezi yaşanmıyor saymakta, hihi ;) )


28.haftamda rüyamda ilk kez kendimi doğum yaparken gördüm, vallahi çok kolay oldu :) Üzerine de HypnoBirthing Mongan Yöntemi kitabını okumaya başlayınca tamam dedim oldu bu iş, hatta Murat'a ne zaman gidiyoruz doğuma diye sormamla gülmeye başlaması bir oldu. Ben rahat ve mutlu olunca daha bir mutlu oluyor canım sevgilim.

Mutlu anne = (önce) mutlu baba = doğal sonucu olarak mutlu bebek

Ben de mutlu olunca çok güzel oluyorum hakkımı yemeyeyim, keyif danslarımı kızıma aktaracağım günleri iple çekiyorum. Benim danslarımı kızımızda hayal ediyoruz da bakalım Murat ne yapacak iki çatlakla ;)

Haftanın ilk günü kızım her zamanki hareketli haline göre biraz daha sakin olunca durdum durdum kurdum kafamda, sonra tam doktora gidecekken sinirlerim boşaldı ağlamaya başladım. Meğer bizim minik keçi bunu bekliyormuş, kıpır kıpır takla atmalar dönmeler, ben ağladım o oynadı. Kıyamadı anacığına biz de gitmekten vazgeçtik zaten Salı günü kontrol günümüzdü ertesi sabah kontrole gittik.


Çok çok güzeldi prensesim, iyice büyümüş. Yine sabah gittik ve geçen seferki gibi aynı saatlerde uyanıyordu kızımız. Uyurken izledik bir süre, önce kıpırdanmaya başladı sonra minnoş ağzını kocaman açıp esnedi ve elleriyle gözlerini ovuşturmaya başladı. Aşık olduk bir kez daha ağzını yüzünü yediğime.

Doktorumuzla doğum fotoğrafçısını konuştuk, hastane biriyle anlaşmalıymış. Tesadüfen bir kaç gün önce görüştüğüm kişiler olması içimi rahatlattı, bilmediğim bir fotoğrafçı ile çalışmak istemem. Hastane odası süsleme için de anlaşmalı oldukları bir firma varmış ancak yaptıkları işleri hiç beğenmedim. Kapıya şu çiçekçilerde satılan uyduruk kapı süslerinden asıp oda içine de bir iki tül parçası serpiştirmişler.. Cıks bir prensese hiç layık değil. Aklımdaki planları harekete geçirmeye karar verdim, ne varsa ana babalarda var vallahi. Anlayacağınız internet didik didik edilecek, umarım aradıklarımızı buluruz.

Bir de tetanoz aşımızı vurulduk bu hafta, bu kez akıllı davrandım sağ omzumdan vuruldum. Gerçekten ağrısı çok farketti, sol taraftan vurulduğumda çok ağrı olmuştu, sağ tarafa fazla yatmadığım için daha çabuk atlattım. Bundan sonraki aşı Mayıs ayında, kızımın 3. ay aşısına denk gelecek. Ay içim sızlıyor vallahi şimdiden düşündükçe.. Allah kocama sabır versin, ben görmeye dayanamam aşı vurulurken.


29.haftamız da bebeğimle çoğunlukla evdeydik. Cankuşumun hareketlerini daha daha net hissettim ve artık göbeğimi yamultmaya da başladı. Özellikle göbeğimin sola doğru yamulduğunu gördüğümüzde şoku atlattıktan sonra gülme krizine girdik. Totosu ya da başı oradaydı ve en güzeli okşadığımızda onunla konuştuğumuzda orada beklemesi.. Artık ciddi ciddi iletişim kuruyoruz. Murat ile aşklarını kıskanmıyor değilim, koca gün sakin sakin dolanırken baba geldikten sonra bir hareketlenmeler bir oynaşmalar. Ne yapalım kader böyle kızlar babalarına aşık oluyor :) Bana da keyfini çıkarmak düşer ne de olsa ben de kız evladıyım halden anlarım ;)

Uyku düzenim fena değişti, önceleri sabah erkenden uyanıyordum. Şimdi uyuyup uyanıp öğleni buluyorum, bir uyku mayalamadır ki sormayın gitsin. Sonra diyorum az kaldı, uyuyamayacaksın yat yatabildiğin kadar :)

29. haftamızın son günü blogger etkinliğindeydik kızımla. Çok keyifli çok güzeldi. Göbeğine kalp kondurulmuş kurabiyemi görünce nasıl mutlu oldum anlatamam. Aldığım en anlamlı hediyelerden biri. Bir de prensesimin İrem ve Mehtap teyzeleriyle tanışması :) Ellerini göbeğime koydukları gibi bir tepik atıverdi, benim kız sosyal olacak belli. Ana kız gezer dururuz artık, annesi günlere gidiyordu şimdi devir değişti event event gezeriz minnoşumla :)

Bizden haberler şimdilik bu kadar olsun :) Bugün hava çok güzel, yarını iple çekiyoruz. Yaşasın bebek alışverişi ;)

Hep sevgiyle ^.^
29+6