8 Eylül 2016 Perşembe

El Ayak Ağız Hastalığı Ne Ola Ki?

Eylül Masal'ı sitede havuz olmasına rağmen tatile gidene kadar havuza soktuğumuz nadirdir. Tek tük girmişti ancak tatilde denizden çok havuzu tercih edince ve havuzu öylesine sevip gün içerisinde zaman geçirmek istediği tek aktivite havuz olunca eve dönünce de girmesine müsaade ettik. Ta ki iki gün havuza girip üçüncü gün yüzünde ve bacaklarında kırmızı lekelerle uyanana dek...

Lekeleri ilk gördüğümüzde gece sivrisinek saldırısına maruz kaldığını düşündüm, gün ortasına doğru kızarıklıklar irileşince de ısırıkların kaşınmaya başlayıp büyüdüğünü zannettim. Akşama doğru lekelerin de çoğaldığını farkedince doktorunu aradım. Alerji ya da böcek ısırığı olabileceğini söyledi. Ertesi sabah uyandığımızda lekeler azalmıştı ancak gün içerisinde yeniden irileşmeye başladılar ve doktorun yolunu tuttuk.

Eylül Masal'ın bugüne değin alerji ile ilgili herhangi bir sıkıntısı olmadı. Alerji ihtimalini her ne kadar düşük bulsam da kıpır kıpır evin her köşesini kurcaladığından belki herhangi bir şeye temas sonucu oluşabileceği varsayımı ile bu ihtimali de değerlendirdik ancak doktorunun görüşü böcek ısırığı olabileceği yönündeydi. Bu arada lekelerin olduğu ilk sabah alt dudak içinde baloncuk gibi bir şey oluşmuştu, onu da gösterdik hatta sırf bu sebepten el ayak ağız hastalığı olabilir mi dememe rağmen, iki durumun birbirinden bağımsız olduğu cevabını aldım.

Böcek ısırığı ihtimali ne yalan söyleyeyim canımı sıktı. Çünkü gece yatarken bir şeyi yoktu, bu durumda odasını yeni temizlemiş olmama rağmen bir yerlerde böcek vardı ve kızımı rahatsız ediyordu. O geceyi de bir kaç kez uyanarak keyifsiz geçirdi ve ben her defasında yatağında böcek avına çıkıp paranoyalarımla geceyi sabah ettim.

Sabah kalktığımızda tek tük leke vardı ve o gün misafirimiz vardı. Çocuklarla havuza girme planı yapmıştık girdik de... Havuz dönüşü kuzumu duşa soktum, bebeklik döneminden sonra banyoda ilk kez ağlaması şaşırtıcıydı çünkü genelde çıkmamak için ağlar. Sonrasında hep kucağımda durmak istedi vücudunun sıcak olduğunu farkettim ve Masal çok sık pişik olan bir bebek olmamasına karşın -hatta çok nadirdir- havuzda suyun içerisinde olduğu halde pişik gibi kızarıklıklar kabartılar vardı. (sonradan öğrenecektim bu hastalığın halk arasında el, ayak, ağız, popo hastalığı olarak adlandırıldığını ;)) Akşam yatmaya yakın da 37-38,3 arası gidip gelen bir ateş başladı. Geceyi bu şekilde geçirdik, sabaha 37 derece ile uyandık. Bu arada kırmızı lekeler yerini baloncuk benzeri döküntülere bırakmıştı.

Ve yeniden doktor yolları göründü... Yine net bir cevap alamadan, böcek ısırığı olabilir teşhisi ile eve dönmek bu defa iyice canımı sıktı! O günde böyle geçti ve gecenin bir vakti yavrukuş uykusundan uyanıp huysuzlanmaya başladı. Döküntüler kaşınıyordu, suya tuttuk ama değişen bir şey olmadı. Bu vesile ile kaşiii aciii kelimelerini öğrenen yavrucuk ile sabahı bekledik. Doktor 3-4 gün beklememizi geçmezse tekrardan gitmemizi söylemişti ama bu durumda bekleyecek halde değildim. İnsan ister istemez endişeleniyor 'olabilirlerle' zaman geçirmek istemiyor!

Bu defa başka bir doktora gittik. Doktor görür görmez %90 olasılıkla el ayak ağız hastalığı dedi. Hastalığın özel bir ilacı olmadığını söyledi ve eve döndük. El, ayak, ağız hastalığı viral bir hastalık ve döküntüler adından da anlaşılacağı gibi el, ayak, ağız çevresi ile popoda oluyor.

Gece bir öncekinden çok daha fazla kaşıntı olunca, çocuğu aynı hastalığı atlatmış olan bir arkadaşımın önerisi ile Avene XeraCalm A.D Balsamı ilaç kategorisine girmediğinden doktorumuza danışmayı beklemeden daha doğrusu bekleyemeden alıp kullandık.


Ürün hakkında araştırma yaptığımda ürün açıklamalarında çok kuru ve atopik ciltler ile kaşıntı eğilimli ciltleri beslediğinden ve kaşıntı hissini yatıştırdığından bahsedildiğini gördüm. Bebekler, çocuklar ve yetişkinlerde kullanılabiliyor olması da açıklamalarında yer alıyor. Kaşıntıları tamamen yok etmese de çok büyük ölçüde azalttı ve Eylül Masal uyuyabildi. 

Bunun yanında bence her evde bulunması gereken Bepanthol'da cildi yatıştırma ve nemlendirme açısından epey iş görüyor. 

Söz konusu hastalık olduğunda herhangi bir ürün önermekten çekiniyorum ancak doktorunuza danışabilirsiniz diye yazmak istedim. Çünkü gecenin bir yarısı o kaşınmalar esnasında acıyor sözünü duymak bir anneyi son derece çaresiz bırakıyor. 

Ürün içeriğinin de fotoğrafını ekliyorum ama yine de ayrıntılarına BURADAN ürünün kendi sitesinden bakmanızı tavsiye ederim.


İyileşme Süreci


Kaşınmalar bir kaç gün sürdükten sonra kesildi ve iyileşme sürecine girdik. Bir yandan baloncuklar yaraya dönerken bir yandan da el ve ayak parmak uçlarında soyulmalar başladı :/ Öyle soyulmalar ki ince ince değil deri bütün halde kalkıyordu sanki. Bu durumdan oldukça rahatsız olan Masalkuş çareyi dişleriyle koparmakta buldu ve malesef bu durum alışkanlığa döndü. Kopardıkça pürüzlenen yüzey daha fazla rahatsızlık verdi ve sonuç parmaklar hep ağızda! Hastalığı atlatalı 2 hafta oldu ama parmaklarını ağzına sokmayı son bir kaç gündür bıraktı. Bunun çözümünü de asla elini ağzına sokma diye müdahale etmeden bepantol ile ellerini sürekli nemlendirmekte bulduk. Başlarda elini ağzına götürmemesi için ikna etmeye çalıştıkça inada bindirip daha fazla yaptı. 2 yaşa doğru giderken inatlaşmalar hat safhada malum :)

Yetişkinlere Bulaşma


Hastalıkla ilgili araştırma yaparken yetişkinlerde de görülebildiğini, hatta çok daha ağır yaşayan yetişkinler olduğunu okumuştum. Bana bulaşır diye düşünürken -malum hastalık zamanlarında çok daha sık emzirdiğimden- eşim boğazlarının şiştiğini söyledi. Acaba diye düşündüm ama çok da ihtimal vermedim taa ki parmak uçlarının kaşındığını içleri dolu gibi hissettiğini söylediği ana kadar. Ertesi gün ayağı üzerine basmakta zorlanacak derecede ağrımaya başlayıp yine şişlik hissettiğini söylediğinde emin olduk. İyileşme sürecinde de el ve ayak parmak uçlarındaki soyulmalar bunu doğruladı.

Süreci uzun uzun anlatmak istedim çünkü hemen teşhis konulmayıp yanlış teşhisle gereksiz antibiyotik kullanmak durumunda kalan çocuklar olabiliyor. Daha önceden hastalıkla ilgili bir fikrim olmasaydı ve farklı bir doktora gitmeseydik muhtemelen bizde alerji ilaçlarına başlamış olacaktık... 

Böylelikle kuzucuğum ilk çocuk hastalığını atlatmış oldu. Peşinden de soğuk algınlığına yakalandık, maaile yatıyoruz bu aralar :) Allah şifa bekleyen herkese şifa versin.

Hep sevgiyle, Gözde ^.^

6 Eylül 2016 Salı

Ayın Makyajı / Ağustos 2016 *Videolu

Kozmetik ve bakım yazılarıma verdiğim uzuuun bir aradan sonra yeniden merhaba demeliyim. Anneliğin ilk zamanlarında bebeğimle her daim kucak kucağa olduğumuzdan özellikle de ten temasına verdiğim önemden dolayı ve tabii ki lohusa topuzuma yakışan en fazla bir maskara olduğundan makyaj yapmaya ara vermiştim. Eylül Masal büyümeye başladıkça da rimel, dudak nemlendiricisinden öteye geçmeyen makyajım yazmaya değecek türden değildi.

Şimdilerde kuzucuğu banyo dolabının üzerine oturtuyorum, o malzemeleri kurcalarken bende rahat rahat makyaj yapıyorum. Kızçe de öylesine alışmış ki gün içerisinde yapmayacaksam bile elimden tutup dolabı gösterip otuu otuu diyor ve annesini izlemek istiyor. Anlayacağınız teşvik var anacım ;) Hem anneysek ölmedik ya ;) (lohusa topuzuna konuşsaydın dediğinizi duyar gibiyim ;))

Böylesine tatlı yardımcım da olması sebebiyle makyaj hevesim yeniden alevlendi, süslendikçe alışverişlere de başladım anlayacağınız yazacak çok şey birikti.

İlk adım olarak aylık makyajımı paylaşmaya hatta video çekmeye karar verdim. YouTube kanalım için BURAYA tıklamanız yeterli.

Yazının sonuna makyajın videosunu da ekleyeceğim, öncelikle kullandığım ürünlerden bahsedeyim.


Ten Makyajı


Ten makyajıma cildimi ve göz çevremi nemlendirdikten sonra Avene Emulsion Spf+50 Güneş Kremimi sürerek başladım. Cilt tipiniz karma ya da yağlıysa bu ürünü seveceğinizi düşünüyorum. Makyaj altına baz olarak kullanılabiliyor olması da sevdiğim yanlarından biri. Fondötenim uzun zamandır severek kullandığım hatta bugüne dek en sevdiğim fondöten olan Loreal True Match Fondöten. Bendeki rengi 2R/2C Vanille Rose. Gözaltı kapatıcım ise yıllardır elimin gittiği The Balm Time Balm Concealer Light rengi. Doğum sonrası yadigar kalan gözaltı morluklarımla iyi geçiniyorlar ;)

Kullandığım pudra NYC Smooth Skin Sıkıştırılmış Pudra (Translucent), çok memnun olduğumu söyleyemeyeceğim ama makul fiyatı indirimlerle de birleşince çok daha uygun oluyor bu sebeplerden tercih edilebilir. 

Çok severek kullandığım aydınlatıcım The Balm Mary Lou Manizer, bu ürünü sevmeyen var mıdır bilmiyorum. Varsa da çok küçük bir azınlık olmalı.. Ve yine The Balm markasının en sevilenlerinden Hot Mama Allık makyajıma eşlik edenlerden. 

Institut Esthederm Cellular Hücre Yenileyici Suyu hem cildimi nemlendirmede hem de makyaj sonrası toz toz görünümü yok edip makyajı cildimle bütünleştirmesi sebebi ile tercih ediyorum.


Göz Makyajı

Göz makyajıma kalıcılığı artırmak için The Balm Put A Lid On It Far Bazı ile başladım. Göz kapağımın katlanma bölgesinde Hot Mama Allığı kullanıp tüm göz kapağıma Maybelline Eye Studio Natural Impact 04 Glamour Greens Far Paletinden 1 numaralı rengi uyguladım. 

Maskara olarak Loreal False Lash SuperStar Maskaranın 1 numaralı ucundaki maskara bazının üzerine kahverengi Flormar Curl Attraction Maskarayı sürdüm. Kirpik diplerime Flormar Waterproof Eyelinerlarından 106 numaralı kahverengi göz kalemini gelişigüzel uygulayıp dağıttım.

Kaşlarımı şekillendirmede kullandığım ürünler ise Essence Eyebrow Sylist Set kaş kiti ile yine aynı markanın Make Me Brow Kaş Maskarası.

Rujum Flormar Passionate Dots Lipstick Stylo rujlarından PD23 numaralı mat bir turuncu. Bu ruju alana kadar turuncu rujlara elim gitmezdi ama bunu kullandıktan sonra turuncu sempatim arttı.


Yüz Fırçaları

Kullandığım yüz fırçaları;

Sigma F80 Flat Kabuki (fondöten)
Real Techniques Powder Brush (pudra)
Real Techniques Blush Brush (allık)
The Balm Blend A Hand Tapered Fondation Brush (gözaltı sabitleme)
Eclips Natural Allık Fırçası - Light (aydınlatıcı)


Göz Fırçaları

Naturalove Göz Fırçası
The Balm Give Crease A Chance Göz Fırçası
Çift Taraflı Bronz Fırça Naked3 Far Paletinin Fırçası
Real Techniques Brow Brush (kaş doldurma)

Makyajı nasıl yaptığımı ve ayrıntıları görmek için videomu izlemeyi unutmayın ;)
Umarım beğenirsiniz, kendimi geliştirebilmem için değerli fikirlerinizi yorum bırakmayı unutmayın olur mu :)
Ve videolarımdan haberdar olmak için abone olmayı :*




Hep sevgiyle, Gözde ^.^

24 Ağustos 2016 Çarşamba

Tatil Favorileri - Bebek Yaz Ürünleri

Bebeğiniz veya çocuğunuz varsa zamanınızın çoğu araştırmakla geçiyordur. Pek çok konuda olduğu gibi almayı planladığım ürünlerle ilgili de sık sık araştırma yapıyorum. Bu sebeple aldıklarımdan ziyade memnun kaldıklarımı paylaşmanın daha amacına uygun olacağını düşündüm ve tatil dönüşü değerlendirmelerimi yaptığım bir video hazırladım.



Yaz boyunca kızım için kullanıp memnun kaldığımız, tatile çıkarken olmazsa olmaz dediğimiz ürünler ve tavsiyelerim için videoma bakmayı unutmayın. 



12 Ağustos 2016 Cuma

Çıralı Tatili & Konaklama / Bebekle Tatil

Geçtiğimiz yıl yaptığımız kısa tatili saymazsak bu Eylül Masal ile yaptığımız ilk tatildi diyebiliriz. İlk tatildi diyorum çünkü Bozcaada’ya gittiğimizde henüz 5 aylık olduğundan ve bu tatil yalnızca üç gün süreceğinden keyfini kaçırmak istemedik ve mümkün olan azami düzeyde Eylül Masal’ın uyku saatlerine uygun hareket etmiştik. Henüz emeklemediğinden dolayı kalacağımız yeri seçerken de dikkat edeceğimiz noktalar bu yaz olduğu kadar elzem değildi.

Tatil planı yaparken ilk etapta şu her şey dahil, otelden çıkmayı gerektirmeyecek her şeyin elimizin altında olacağı bir otelde karar kılmıştık ki bu plan beni heyecanlandırmaktan ziyade Masal ile şu nasıl olacak bu nasıl olacak cevaplarını ararken buldum kendimi. E bu tatil beni gitmeden yormaya başladıysa tatil yer değiştirmekten başka bir şey olmayacaktı bizim için. Bu düşünceler arasında gidip gelirken eşimin daha önce bahsettiği, birkaç kez de tatilini geçirdiği Çıralı düştü aklıma. Ben başlarda yaşlı mıyız biz inzivaya çekilmeli tatil yapacağız diye dillendirdiğimden eşim çekimser olsa da istediğimizin betonların arasından sıyrılıp huzur bulmak ve tam da keşfetme döneminde olan kuzumuzun kısıtlanmayacağı aksine özgürce hareket edebileceği ve peşinde koşup ne kendimizi ne de yavrumuzu bunaltmayacağımız bir tatil konusunda hemfikir olduğumuzdan üzerine düşünmeye gerek kalmamıştı.


Bir gecede kalacağımız hotele karar verip 3-4 gün içerisinde valizlerimizi tamamlayıp tatile çıktık. Rahatına ve biraz da keyfine düşkün bir aile olduğumuzdan yanımıza almak istediklerimiz uçakla seyahate el vermediğinden arabamızla yolculuk yapmayı tercih ettik. Eylül Masal şehirlerarası çok yolculuk yaptı ama bu hepsinden uzun olacaktı, bu yüzden bazı taktikler geliştirmemiz gerekti ama tahminimizden çok daha rahat geçti. (Bebekle uzun yolculuk konusunda ayrıca yazacağım.)

Çıralı’ya girip doğanın mis kokusunun sarmaladığı ilk anda iyi ki dedim ve hotel kapısından girerken iyi kilerden kaynaklı son rahatlama da üzerime çöktü ve oh be tatildeyiz fikrini zedeleyecek tek bir an bile olmadan, daha eve dönüş yolunda özlemeye başladığım bir tatil geçirdik.


Çıralı ve civarında (Olympos, Adrasan vs) tatil için ayırdığınız bütçeye göre kamp alanları, pansiyonlar, hoteller olmak üzere geniş bir skalada pek çok seçenek bulabilirsiniz. Biz bebekli olduğumuz için (evet kızım benim gözümde hala bebek, sanırım hiç de büyümeyecek J ) hem konaklarken rahat etmek istediğimizden hem de kriterlerimizden biri denize yakınlık olduğundan Hera Hotel’i tercih ettik. Snapchat ve instagram üzerinden çok soru aldığımdan bu konulara değinmek istiyorum; iki farklı seçeneğimiz vardı, içerisinde yalnızca sabah kahvaltısı olan yarım pansiyon ya da akşam yemeğini de içeren tam pansiyon. Biz tam pansiyon olanı tercih ettik, iyi ki de öyle yapmışız. Hotelde yediğimiz gibi bir akşam yemeğini dışarıda yiyecek olsak hem çok yol yapmamız gerekecekti hem de böylesine lezzetli yemek için çok daha fazla ödeme yapmamız gerekebilirdi. Hotelden yürüyerek denize inmemiz yalnızca 1-1.5 dakika kadar sürüyordu. Denize yakınlığının yanı sıra havuzu bebek için mükemmeldi. Kademe kademe olduğundan Eylül Masal kendine uygun bölgeleri belirledi ve biz havuz kenarında çayımızı kahvemizi içerken kendi kendine yüzmeye bırakabildik. Ve yine kendi kendine kollukları ile yüzmeyi öğrendi J 


Bu arada hotelde beş çayında kek, kurabiye büfesi var. Su yoruyor ve akşam yemeği öncesi mutlaka atıştıracak bir şeyler arıyor insan malum, her ne kadar kendimiz yanımıza bir şeyler alıyor olsak da taze kek ve kahve ikilisine hayır diyemeyeceğimi bilirsiniz J

Bu arada hotel bungalow odalardan oluşuyor. Ayrıntılı oda turu çekmiştim ancak maalesef ilk günün görüntüleri bir şekilde silinmiş ama hotel turu içerisinde ve diğer vloglarımda görünüyor. İlk vlogumu buraya da ekliyorum, devamını yayınladıkça yazıyı güncellerim.


Bol yeşillik içerisinde horoz ve tavuklar, papağanlar ve bir de çocuk parkı mevcuttu. Masal arayıp da bulamadığı her şeye bu tatilde kavuştu anlayacağınız. Aa neredeyse unutuyorum bir de bizim balkonumuzda evlatlık kedilerimiz vardı J Yavru kediler geceleri balkondaki havlularımızı aşağı çekip üzerinde uyuyor ve sabahları bizi orada karşılıyorlardı. Masal’ın sabahları ilk işinin ne olduğunu söylememe gerek yok sanırım J

Yazı konaklama yazısına döndü daha fazla uzatmadan burada bırakıyorum. Bir sonraki yazımın konusu Çıralı’da neler yapılır biz neler yaptık olsun.



Merak ettiklerinizi yorum olarak bırakırsanız cevaplarım, bir sonraki yazıya da bu çerçevede yön vermiş oluruz.


Hep sevgiyle ^.^

30 Haziran 2016 Perşembe

Öyle Üzgünüm Ki...

Kelimeler boğazımda düğümleniyor, söyledikçe sövdükçe hiddetlendikçe çıkmaza giriyor sustukça her geçen gün batağa saplanıyoruz.. 'Elden bir şey gelmiyor sadece dua' demeyi kabullenemiyorum. Bir şey yapmalı, kanıksamamalıyız fakat öylesine kolay atlatır olduk ki her yeni olayı.. Her gün ölüyor, hiç olmamışçasına kaldığımız yerden devam edebiliyoruz..


Düşündükçe iç sızım katmerleniyor; kimisi ailesine kavuşma hevesiyle, kimisi tatil heyecanıyla yola çıkan, kimisi görevi başında tam 42 can! Sayı değil her biri bir can, birilerine hayat birilerine nefes.. Annesine, babasına, eşine dostuna, evladına sabır çokça sabır, yine dua..

Ah kızım, ah melek evladım, ciğerim, sol yanım gönül ister hep tatlı hatıralar bırakayım ama acıyı da yazıyorum yazmalıyım ki unutulmasın. Kabullenilip daha beterlerine yol olmasın..

Dilerim son olsun..

28 Haziran 2016 Salı

Biten Ürünler - Haziran 2016

Önceleri hemen her ay az çok ayırt etmeksizin biten ya da memnun kalmadığım için değerlendiremeyip atmak durumunda kaldığım ürünlerim hakkında yazıyordum. Bir ürün alacaksam ve ürün hakkında çok net bir fikrim yoksa ya uzun süredir kullanan kişilerin yorumlarını okur ya da biten ürünler videolarına bakar emin olduktan sonra alırdım. Bu sebeple bende biten ürünlerimi yeniden paylaşmaya karar verdim.


Kullanıp bitirdiğim ya da atılmak üzere ayırdığım ürünler de peşpeşe gelince ilk videomu hazırladım. Umarım faydalı olur ve beğenirsiniz. Yorumlarınıza göre ürün biriktirmeye başlayacağım :) Fikirlerimiz benim için çok değerli, kanalımı geliştirme adına yapıcı her türlü eleştiriye açığım. Dış göz olarak yorumlarınızı esirgemeyin  lütfen 


Daha fazla video için kanalıma abone olmayı unutmayın olur mu :')

Hep sevgiyle, Gözde 





27 Haziran 2016 Pazartesi

Eylül Masal'ımın Büyükada ile Tanışması ve İlkleri

Büyükada benim için ailemiz için çok kıymetlidir. Eşim evlenme teklifini bir Eylül günü Büyükada'da etti. O zamandan sonra anlamlı olan Eylül ayları, 1 Eylül'de evlenmemizle çok daha değerli oldu. Kızımızın adı 'Eylül' de buradan geliyor. İkinci adı için Masal ile Ada arasında gidip gelsek de kız bebek hayalime kavuşacak olmak benim için masal gibiydi :) İşte kuzucuğumun adı böyle doğdu 

Diğer blogum gozdeninmasaladasi.com :) Evet o blogu açarken bir gün kızım olursa ona hatıra bırakırım diye düşünmüştüm sonra anne-bebek yazılarımı ayrı bir alan adında yazmaya karar verdim. 

Geçtiğimiz yaz pek çok kez niyetlenmiş olsak da gitmek kısmet olmadı. Ancak Pınar Sanat Haftası kapsamında Pınar Resim Yarışması etkinliği vesile oldu ve can arkadaşım Serap ile birlikte kızçelerimizi de alıp adanın yolunu tuttuk. Eğlence kızların yanlarına bir de arkadaş bulup dans etmeleri ile vapurda başladı, öyle ki vapurdaki genci yaşlısı, kadını erkeği tüm insanlar alkışlarıyla eşlik ettiler :) Keyifli vapur yolculuğunun ardından güne etkinliğin gerçekleştiği Splendid Palas Hotel'de kahvaltı ile devam ettik. Otel benim gibi tarihi binaları, yaşanmışlıklara konuk olmayı seviyorsanız  kesinlikle görmeniz ve hatta kalarak o atmosferi yaşamanız gereken yerlerden. 1908 yılından bu yana mimarisi korunmuş öylesine kıymetli ki orada konaklamak yapılacaklar listemde yerini aldı.


Ada da olmanın yanısıra Eylül Masal ilklerinden birini daha yaşadı. Evde ufak çalışmalar yapmaya başlasak da yarışacak kadar büyümedi ama o atmosferin minik ressamların arasında yerini almış olması anne olarak beni çok duygulandırdı. Sahi anneler böyle her şeye duygulanabiliyordu değil mi? 


Aslı Hanım resimlerin bitmiş düzenlenmiş halini de gönderdikten sonra 16 ayda böyle hatıralar biriktirebilecek kadar büyümüş olmasına hem şaşırdım hem de bir kaç damla gözyaşı eşliğinde mutlu oldum. 


Ada denilince akla ilk gelenlerden olan fayton sefası ile güne devam ettik. Eylül Masal hayvanları çok seviyor ve hayvanları telaffuz etmeye dıgıdık ile başladı. Atlarla tanışmak onu inanılmaz mutlu etti. Fayton turu esnasında attan sonra en sevdiği hayvanlardan biri olan inekleri de görünce inanılmaz keyiflendi :) Ve hem açık havanın hem de dıgıdığın etkisi ile ertelediği tatlı uykunun kollaına bırakıverdi kendisini. 


Gezimizi tamamladıktan sonra vapurumuza bindik ve bir ilk daha olan otobüs yolculuğu ile evimize dönmek üzere anne kız yola çıktık. Tedirgin olmaya değmeyecek bir yolculuk oldu. Eylül Masal ilk bindiğinde çok şaşırdı, camdan dışarıyı izledi pat pat camlara vurdu ve arada daaa diye naralar atarak yolculuğumuzu tamamladık. Ara ara sıkılmadı değil ama o anları da yeni boyalarının hevesi ile kah oynayıp kah yere atıp benden almamı bekleyerek geçirdi. Demek ki seyahate çıkarken daha önce görmediği oyuncaklar ve boya-sticker gibi gereçler almak yolculuğu kolaylaştıracak.


Seda Hanım'a ve Aslı Hanım'a kızları ve bizi rahat ettirmek için gösterdikleri özen ve destekleri için teşekkür ediyorum. Ve canım arkadaşım Serap'ım beraber gönülden nice yol arkadaşlıklarımız olsun 

Zihnimde nasıl yaparız, Eylül Masal durur mu, yorgunluktan keyfi kaçar mı soruları ile çıktığım yoldan sıcacık anılarla döndük. Şimdiden Büyükada planları yapmaya başlayacak kadar özledik bile.

Hep sevgiyle, Gözde Anne 

17 Haziran 2016 Cuma

Uyku Eğitimini Nasıl Tamamladık?

Uyku eğitimi yazıma başlamadan önce eğer okumadıysanız,

^.^

Rutinimizi belirledikten ve Eylül Masal'ın uyuyacağı odada uyku eğitimini zorlaştırabilecek şartları ortadan kaldırdıktan sonra uyku eğitimine başladık. Bir yandan uyku konusunda artık çıkmazda olduğumuzu hissedip son çaremizin uyku eğitimi olduğunu bildiğimizden eşimle hemfikirdik ve bu eğitimi tamamlamaya kararlıydık bir o kadar da kızımız çok fazla tepki verir de anne baba yüreğimiz kaldıramazsa diye endişeliydik. Eşimde en az benim kadar duygusal biridir ve söz konusu Eylül Masal olduğunda daha ne kadar hassaslaştığını ifade etmeme gerek yok sanırım, malum babalar ve kızları :) 

Duygusallık bir yana bir de yanlış bir şey yaparız da kızımızın güven duygusu zedelenir ya da psikolojisini olumsuz etkileriz korkusu vardı.. İşte bu yüzden bizim için uzman biri ile birlikte hareket etmek çok önemliydi, başarıya ulaşmamızda ve bu süreci daha güvenli şekilde atlatmamıza destek olan Uyku Danışmanı Sinem Hanım'a bir kez daha teşekkür etmek istiyorum ♥  Kendinizi yeterince kararlı hissetmiyor ancak bebeğinize uyumayı öğretme zamanının geldiğini düşünüyorsanız mutlaka bir uzmana danışmanızı öneririm. Atacağınız her yanlış adım basit gibi görünse de bebeğinizle aranıza telafisi zor mesafeler açabilir. Sakın ola ki başlayalım bir kaç gün dener olmazsa bırakırız diye düşünmeyin, bu tutarsızlık bebeğinizin kafasını karıştırmaktan ve size olan güvenini sarsmaktan başka bir şeye yaramaz. 

Kesin kararlı ve ev halkı ile hem fikirseniz (yalnızca eşler değil, sizinle birlikte yaşayan herkesin desteği çok önemli aksi halde dış seslerin etkisi ile kafa karışıklığı yaşayıp eğitimin başarısızlıkla sonuçlanması çok olası) artık başlayabiliriz.

Bir kaç farklı uyku eğitimi metodu var. Bu yazıyı tesadüfen okumuyorsanız muhtemelen benim gibi bu konuda çokça yazı okumuş, birden fazla yöntem ve pek çok farklı uygulama ile karşılaşmışsınızdır. Yöntemlerden ayrı ayrı bahsetmeyeceğim, sizi daha önce yayınlamış olduğum videoma buradan yönlendirebilirim ya da metotlarla ilgili ayrıntılı yazı isterseniz yorum olarak bırakabilirsiniz.



Eylül Masal 1 yaşını çoktan geçmiş olduğu için uyguladığımız yöntem bir kaç gün odasında baş ucunda oturup sonra yavaş yavaş sandalyeyi kapıya doğru konumlandırıp son etapta da doğrudan yatağına bırakıp çıkmaktı.


İlk gece için çok endişeliydim çünkü Eylül Masal geceleri uyandığında bile -ki uykuya dönmeye en hazır olduğu zamanlar gece uyanmalarıydı- asla babası ile uykuya geçmiyor mutlaka beni istiyordu. Öyle ki yanına giden ben olmazsam gözleri kapalı halde ağlayabiliyordu. Ama korktuğum gibi olmadı kuzucuk bir iki mıkırdanıp yarım saat içerisinde uyuyakaldı! Gece uyandığında da ben görünmedim yine babası ilgilendi, bazen 5 dakikada bazen 25 dakikada uyuyakaldı. Uyandığı zaman dilimleri uyuduğu anlardan çok daha fazla olduğundan ve normalde memesiz asla uyumadığından kalbim ağzımda bir gece geçirdim ama şükür ki korktuğumuz gibi olmadı. Ertesi gün gündüz uykuları yine aynı heyecan ve korku.. Hem gün ışığı hem de beni görecek olması zorlaştırır diye düşünmüştüm ama hayır bebeğim gayet uyumluydu. 

Bu iş çok kolay olacak dediğim 4.gün işler tamamen değişti. Geceleri babası yatırıyor sorunsuz bir şekilde uyuyor, gece uyanmalarında yanına gitmemize gerek kalmadan 5- en geç 15 dakika içerisinde uyuyakalıyordu. Ancak gündüzleri benim için tam bir kabusa dönmüştü. Çünkü kendimi haddinden fazla sıkıyordum, kesinlikle kızım benim gerginliğimi hissediyor o da geriliyordu. Bir kaç gün gündüz uykuları böyle stresli geçti. Bazı günler 1 uykusunu atlayıp tek uyku yaptığı da oldu ama biliyordum ki sonunda tüm uykuları düzene girecek ve sonunda kızım mışıl mışıl uyuyacak. Nitekim gece uykularını huzurla uyuyordu. 

Gece beslenmeleri

Ben gece beslenmelerinin tamamını bırakmak istemediğimden başlarda kızım uyurken 23:00-00:00 civarı uyandırmadan emziriyor ve yatağına bırakıyordum. Ancak sonra bu durum sorun olarak karşımıza çıktı. Eylül Masal emzirmeye aldığım sırada uyanıyordu ve memede uyuması uyku eğitimini en başa döndüreceğinden tamamen kesmeye karar verdik. 14 ayını doldurmuş 
bir bebek için gece beslenmesi zaten gerekli değildi. Kendi kendine uyumayı bilen bebekler gece emmeye uyanmadan sabaha kadar uyuyabiliyorlar zaten. 

Gece beslenmelerini de kestikten sonra gece uykularında hiç sorunumuz kalmadı. Ama 4-5 gün süren gündüz uykularına direnme sürecinde çok gerildim, üzüldüğümde oldu. Bir gün kendimi sandalyede otururken nasıl sıkmışsam, Masal uyuduktan sonra odadan ayrılmak için kalktığımda bir bacağım tamamen uyuşmuştu. Bazen yanlış yapmaktan çok korkan fazlası ile heyecanlı ve pimpirikli bir anne olabiliyorum :) Diyeceğim o ki ben yaptıysam, biz yaptıysak herkes yapar!

Bebeğin odasını ayırmak

Eğitimi tamamlamaya yakın doğrudan odasından çıkacağınız ve gece uyanmalarında da müdahale etmeyeceğiniz için bebeğinizin ayrı bir odada yatıyor olması çok önemli. Bunun yanısıra odada sizin varlığınızı hissettiğinde işler yine başa dönebilir. Biz başlarda böyle bir sorun yaşamadık ancak Eylül Masal doğduğundan beri yatağı bizim odamızda olduğundan, bir de taşınma durumumuz olduğu için ayrı bir oda yapmak istemediğimden biz odadan ayrıldık :) Ama ilerleyen zamanda ev durumumuz netleşti ve ona ayrı bir oda hazırladık. En başından yapmadığım için pişman oldum çünkü yeni bir odaya geçtiği dönem diş çıkarma dönemine de denk gelince huzursuz bir kaç gece geçirdik. Deneyimlemiş biri olarak tüm şartları en başından uygun hale getirmenizi öneririm. Bazı bebekler her koşula hemen adapte olabilirken bazılarınınki zaman alabiliyor. Uyku eğitimi ile bebeğin bildiği bir şeyi zaten değiştirmeye çalışıyorsunuz, ilave değişiklikler bebeğin daha çok kafasını karıştırıp süreci zorlaştırabilir. 

Uyku eğitimi genel hatları ile 15 günde tamamlanıyor ama tabi zamanla bebeğiniz tüm şartlara adapte olmayı öğreniyor. Bu süre içerinde bebeğiniz kesinlikle tüm uyku saatlerinde evde, kendi yatağında olmalı. Dışarıda uyutmamalısınız, memede kucakta bir kez bile uyumamalı. Her şey net olmalı ki bebeğiniz net mesajı alsın, belirsizliklerle huzuru kaçmasın. Evde misafir olmamalı, misafirliğe gitme durumunuz varsa eğitimi ileriki bir zamana ertelemelisiniz. 

Dışarıda uyuma konusuna gelecek olursak, kızım pusette asla uyumayan, araba koltuğunda ise ancak şehirlerarası yolculuk yaptığımızda uyuyan bir bebekti. Son zamanlarda araba koltuğunda da ancak meme emerken iyice mayıştıktan sonra koltuğuna bıraktığımda uyuyabiliyordu. Diyorum ya uyku konusunda her koşulda artık çıkmazdaydık. Ama artık bir iki mızırdansa da kendini uykunun kollarına bırakıyor. Puset deneyimimizi ise bizi instagramdan takip ediyorsanız görmüşsünüzdür, geçtiğimiz haftalarda Bursa'da çarşıda gezerken uyku için çok da uygun olmayan, yatırılamayan baston pusetinde  uyuduğunda tamam artık bu iş oldu diyebildim :) Çünkü bebek arabasında en son ne zaman uyuduğunu asla hatırlayamıyorum o kadaaaar eski :')

Çok sorulduğu için bu noktaya da değinmek istiyorum. Bebeğim kendi kendine uyuyabiliyor ama geç uyuyor bu yüzden uyku eğitimi vermek istiyorum yazanlar oluyor. Kendi kendine uyumayı bilen bir bebeğe uyku konusunda daha ne öğretebilirsiniz ki? Geç uyuması alıştığı düzenden kaynaklıdır. Daha erken uyumasını istiyorsanız gün içi uyku sürelerini, sabah uyanma saatini vs gözden geçirmelisiniz. Çok geç kalkıyorsa daha erken uyandırabilirsiniz tabi bu kademe kademe olmalı ki bebeğinizin tüm düzeni bozulmasın. Gün içerisinde çok uzun saatler uyuyorsa uyuma süresini yine kademeli azaltabilir ya da akşam üstü 16:00 dan sonra uzun süreli uyku yapıyorsa onu azaltabilirsiniz bebeğiniz büyüdükçe de tamamen bıraktırabilirsiniz. Yani hem bebeğim gündüz bol bol uyusun, hem geç kalksın hem de erken yatsın hepsi bir arada olmuyor anacım :)

Uyku konusunun çok sıkıntılı olduğunu ve bir anneyi uykusuzluğun ne kadar etkilediğini uykusuzluğu dibine kadar yaşamış bir anne olarak çok iyi biliyorum. Uzman değilim ancak lütfen aklınızdakileri sormaktan çekinmeyin, bu sürece başlıyorsanız elimden geldiğince destek olmaya hazırım. Ve Sinem Hanım maillere ve instagram sayfasından sorulan sorulara dönüyor, bunun yanında sayfasında uyku konusunda çok değerli bilgiler paylaşıyor ona da danışabilirsiniz. 

Bu yazıyı çok bekleyen oldu biliyorum ama ben tüm şartlarda kızımın uyuyabildiğinden emin olmadan yazmak istemedim. Anlayışınız, sabrınız, güzel destekleriniz için çok teşekkür ederim. Güzel bir aile olduk, yorum bırakmanız buradayım demeniz benim için çok değerli 

Hep sevgiyle
Gözde Anne 

Uyku Danışmanı Sinem Gerger Akınal
www.bebekveuyku.com

24 Mayıs 2016 Salı

Eylül Masal İle Ay Kumu Hazırladık

Kuzucuğumun hastalanması ve havaların da bir türlü tam anlamı ile düzelememesi üzerine evdeki aktivitelerimize yenilerini eklemeye devam ediyoruz. Kumu çok seven Masal'ımın keyfini yerine getireceğini düşündüğümden evde ay kumu hazırlamaya karar verdim. Hem yapımı çok basit hem de yaparken de eğleneceğini bildiğim için onu da yapım aşamasına dahil ettim :) Biz yaparken çok eğlendik, hazırlama aşaması ve sonrasında Eylül Masal'ı oynarken görebileceğiniz tebessüm garantili videomuzu da şuraya ekliyorum.


Malzemeler ve Yapılışı

4 su bardağı un
Yarım su bardağından biraz fazla bebe yağı (sıvı yağ da kullanabilirsiniz, ben kokusunu sevdiğim için bebe yağı eklemeyi tercih ettim)
Kumunuz renkli olsun isterseniz 1 çay kaşığı toz gıda boyası

Renkli kum yapacaksanız yağı ilave etmeden evvel gıda boyası ile unu karıştırmanızı öneririm. Aksi halde homojen bir renk elde etmek biraz daha zor olacaktır. 

Biz oynarken epey dağıttık, yere bir şeyler sersem de çok etkili olduğunu söyleyemeyeceğim :) Bir kaç kez elektrik süpürgesini açmak zorunda kalmış olabilirim ;) Hava sıcak ise balkonda oynamak daha iyi olabilir ancak evin içinde oynayacaksa da plastik küvet ya da varsa dev size bir leğen içerisinde oynatmanız en temizi olacaktır.


Çok gülmeli, bol keyifli aktiviteleriniz olsun :')
Hep sevgiyle, Gözde Anne ^.^

20 Mayıs 2016 Cuma

Uyku Eğitimine Giriş - Uyku Öncesi Rutinleri ve Oda Şartları

Eylül Masal'ın Uyku Düzeni yazısını yazalı epey zaman oldu, annelerden ve anne adaylarından en çok aldığım sorular uyku ile ilgili. Belki de benim de bugüne dek en çok araştırdığım konudur. Öyle ki uyku eğitimini tamamladıktan sonra bile araştırmaya devam ediyorum. Büyüdükçe bazı şeyleri yeniden gözden geçirmek gerekebiliyor.

Nedir bu bazı şeyler?

-Uyku rutini -gündüz rutinlerinin geceden farklı olduğunu düşünürsek rutinleri demeliyim-
-Zaman içerisinde bebek gelişip, huyu değiştikçe uykularda da bozulmalar olabiliyor ve ebeveynler bazı kararlarını ve uyku düzenini sorgulamak durumunda kalabiliyor. Mesela bebeğin büyüyüp tek uykuya geçmesi, oda/yatak değişimi, tatiller, yatılı misafirler gibi örnekler verebilirim.

Biliyorum haticeyi bırakıp neticeye gelmemi istiyorsunuz ama pat diye uyku eğitimine başlarsanız başarısız olma ihtimalinizin başarılı olma oranınızdan kat be kat fazla olacağını söylemek zorundayım. Bu yüzden aşama aşama nasıl ilerlediğimizi yazacağım.

Uyku eğitimine başlarken, dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta var. Biri bebeğe uyku vaktinin geldiğini hissettirebilmek ve kendini uykuya hazırlayabilmesine olanak vermek için uyku rutini oluşturmak bir diğeri ise uyuyacağı ortam şartları.

Bizim her zaman iyi kötü bir uyku rutinimiz oldu ama her zaman uygulayabildiğimizi söyleyemeyeceğim. Memede uyuyan bir bebek için rutin falan hak getire. Bu yüzden daima uygulayabileceğiniz bir rutin oluşturmanız çok önemli. Adı üzerinde RUTİN!

Rutin denilince akla ilk gelen banyo yaptırmak oluyor. Kızım sudan çok hoşlanan bir bebek değildi, bazen yıkandığı için çok mutlu olurken bazen çok huysuzlanıyordu. Sadece huysuzlanması ile ilgili de değil, sakince banyo yapmış olsa bile suda mayışmak bir yana aksine banyo sonrası daha enerjik oluyordu. O yüzden banyo yaptıracağımız zamanları hem rutine katmadık hem de rutinden çok daha önce mümkünse gün içerisinde aradan çıkarmaya baktık.

Bizim rutinimizi örnek olabilmesi açısından paylaşmak istiyorum ancak bunu istediğiniz gibi yapabilirsiniz, önemli olan daima aynı sırayla aynı şekilde ve aynı saatlerde rutini tamamlamanız.

İlk yaptığımız yemek sonrası Eylül Masal'ın elini yüzünü yıkamak, üzerini değiştirmek. Bu aylarda giyinmeyi çok sevmediği için babası ya da ben birimiz kitap okurken ya da masal anlatırken diğerimiz yavaş yavaş acele etmeden pijamalarını giydiriyoruz. Giyinme faslı bittikten sonra ninni söyleyerek emziriyorum. Burada da dikkat edilmesi gereken emzirmeyi rutinin en başında yapıp bitirmek, uykunun hemen öncesine bırakırsanız emme ile uykuyu özdeşleştiriyor, bu durumda memede uyumama konusunu riske atabilirsiniz. Bunun yanı sıra emzirmeyi rutine katmak önemli çünkü anne sütünün uykuyu getirme özelliği var.

Emzirme bittikten sonra kitap okuyoruz, görseli bol olan kitaplar tercih ediyorum ki resimleri incelerken bende okuyabileyim. Özellikle 1 yaşından sonra keşfetmeye daha meraklı olduklarından kitap okumanız ya da masal anlatmanız çok da ilgisini çekmiyor. En azından benim kıpırdak kızım için durum böyleydi. Kitapların yanısıra bir de yaşına uygun yapbozlar aldık biz, onları daha hevesle inceleyip daha sakin davranıyor. Rutinde önemli olan uyku öncesi bebeği sakinleştirip uykuya geçmesini kolaylaştırmak olduğundan, siz bebeğinizi sakinleştireceğini düşündüğünüz farklı aktiviteler de yapabilirsiniz ancak mutlaka yavaş sakin bir aktivite olmalı. Uyku öncesi yuvarlanıp zıplayıp heyecanı ve adrenalini yükseltip sonra bebeğinizin sakince uyumasını bekleyemezsiniz öyle değil mi? Üstelik biz yetişkinler için bile hal böyleyken. Kitap okuduktan ya da yapboz yaptıktan sonra iyi geceler öpücüğünü veriyorum, sarılıp kucaklaşıyoruz ve ben odadan çıkıyorum. Eylül Masal babası ile odada kalıyor. Kucaklaşıp camın önüne gidiyorlar, ağaçlara kuşlara tüm çocuklara iyi geceler dileyerek el sallıyorlar. Son olarak babası kızımızı yatırıp yanına uyku arkadaşını veriyor ve dışarı çıkıyor.



Gündüz rutinleri

Gündüz rutinlerimiz gece rutinlerinden daha kısa ve daha kolay uygulanabilir. Emzirme sonrası kitaplara göz atıyoruz, Eylül Masal öğrenmek istediği nesneleri gösteriyor isimlerini söylüyorum. Kitap faslımız 5 dakika kadar sürüyor. Sonra camdan herkese el sallayıp tatlı rüyalar diliyoruz, perdeleri kapatıp yatırıyorum. Yine uyku arkadaşını veriyorum ve odadan çıkıyorum.

Rutin ne kadar sürmeli?

Bebeğe göre değiştiğini düşünüyorum ancak bana kalırsa en azından yarım saat olmalı ki bebeğin yavaşlayabilmek için yeterince vakti olsun. Zaten üzerini değiştirmek, emzirmek, biraz kitap okumak derken yarım saati tamamlıyorsunuz. Biz uyku saatinden 1 saat önce oyunların hızını düşürmeye, tv açıksa kapatmaya özen gösteriyoruz. Yaklaşık yarım saati ise rutinimize ayırıyoruz.

Rutinler için doğru zamanı belirlemek ve uyku düzenini oluşturabilmek açısından uyku eğitimininden önce en azından 3 gün boyunca bebeğinizin uyuma uyanma saatlerini not almanızı öneririm.

Oda Şartları

Aslında bu konu apayrı bir yazı konusu olacak kadar şey yazılabilir ancak genel olarak bahsetmek istiyorum. Eylül Masal doğduğundan beri oda sıcaklığına, nemine dikkat ediyoruz.
Yenidoğan döneminde 22-24, 1-6 ay arası bebeklerde 21-22, 6 aydan büyük bebeklerde ise 20-21 dereceler öneriliyor. Ancak bebeği nasıl giydirdiğiniz, içinde bulunduğunuz mevsim gibi etkenlerde hissedilen sıcaklığı etkilediğinden rakamlara çok bağlı kalmak bana doğru gelmiyor. Oda çok sıcak da olmamalı çok soğuk da deyip bu konuyu kapatabiliriz :) Bir diğer önemli etken olan nem oranı ise %40 dan az %60 dan fazla olmamalı, ideal oran %50.

Bunların yanında odanın fiziki koşulları da önemli. Dikkat dağıtacak, dikkat çekecek, eşya kalabalığı ve renk cümbüşü olan odalarda da uykuya geçmek çok kolay olmuyor. Dolayısıyla bebeğin uyuyacağı oda mümkün olduğunca sade ve derli toplu olmalı. Örneğin bizim odamızda çokça ayna vardı Eylül Masal uykuya geçme sırasında bunları farkediyor ve uykusu dağılıyordu, hatta oyuna çevirip şarkılar türküler eşliğinde kendini inceliyordu :) Hemen kaldırdık aynaları. Gece uykularında odanın karanlık olması çok önemli bu sebeple daha kalın bir stor perde tercih ettik. Hatta bu aralar kendi odasını yapıyoruz onun için Ikea'dan karartma özelliği olan stor perde aldık. (odasını tamamladığımızda paylaşacağım) Son olarak yatağını kapıyı görecek şekilde konumlandırdık. Uyku eğitimi sürecinde başucunda oturarak başlayıp oda içerisinden yavaş yavaş kapıya doğru gidip son evrede tamamen dışarı çıkacağımız için bu önemliydi.

Mümkün olduğunca anlaşılır ve öz yazmaya çalıştım ama aklınıza takılan şeyler için yorum bırakmayı unutmayın olur mu? Biliyorum uykusuz annecikler bu yazıyı çok bekleyen var, sizde ortam şartlarınız olgunlaştırıp rutinlerinizi oluşturun ve uyku eğitimi yazımı bekleyin olur mu :) Arayı açmadan hemen yazmaya çalışacağım.

Uykularınız bol olsun.
Hep sevgiyle, Gözde Anne ^.^

Yapbozlarımız ve uyku eğitminde kullandığımız kitapları buraya tıklayarak
Uyku semineri videomu buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.
Uyku düzeni yazıma ise buradan ulaşabilirsiniz.

Biz bu süreci Sinem Hanım ile tamamladık, bilgi almak isterseniz;
www.bebekveuyku.com ya da instagramda @bebekveuyku bakabilirsiniz.

17 Mayıs 2016 Salı

Çocuklarınız için doğal bir gelecek: KÖY

Yemyeşil bir doğada hayatı keşfederek büyümek çocuklarınızın en doğal hakkı. Yapılan araştırmalara göre doğa ile iç içe büyüyen çocuklar, apartmanların içine sıkışarak yaşayan çocuklara göre pek çok avantaja sahip oluyor.

Philadelphia Çocuk Hastanesi, Gastroenteroloji ve Beslenme Bölümü doktorlarından Dr. Burdette ve Dr. Whitaker,  açık havada zaman geçiren çocukların fiziksel ve zihinsel olarak daha gelişkin olduklarının altını çiziyor. Yale Üniversitesi Doğa Bilimi Profesörlerinden Dr. Kellet ise, açık havada, doğada düzenli olarak zaman geçiren çocukların stressiz ve dikkat süreleri daha uzun çocuklar olduğunu dile getiriyor.


Doğa ile iç içe yaşayan çocuklar için keşfetmek, günlük hayatın bir parçası haline geliyor. Gözlemleme yetileri artan çocuklar araştırmacı, sorgulayan bir karaktere sahip oluyor.
Açık havada zaman geçiren çocuklar üzerine yapılan araştırmalar sonucunda, doğal çevrede düzenli olarak zaman geçiren çocukların daha üretken, stressiz ve dikkat sürelerinin daha uzun olduğunu net bir şekilde ortaya çıkıyor.

Pek çok araştırma, açık havada alınan gün ışığının D vitamini sentezi sağlayan etkisiyle, öğrenmeyi ve üretimi etkilediğini, bağışıklık sistemi için hayati önem taşıdığını, biyolojik saati düzenlediğini ve çocukların daha mutlu olmasını sağladığını gösteriyor.


Doğal çevrede büyüyen çocuklar, diğer çocuklara göre daha girişken ve daha sosyal oluyor. Bu durum ilerleyen yaşlarda çocuğun daha kolay arkadaş edinmesini ve hayata daha sıkı tutunmasını sağlıyor.

Doğanın çocuklara faydası saymakla bitmiyor. Siz de hem çocuğunuzun yemyeşil bir doğa içinde büyüyüp, hayatı daha güzel yaşamasını istiyor hem de geleceği için iyi bir yatırım yapmak istiyorsanız sizi KÖY’e davet ediyoruz.

Şehrin doğası: KÖY
Siyahkalem, Emlak Konut güvencesiyle, yeni ulaşım ve alt yapı yatırımları ile İstanbul’un gün geçtikçe değerlenen bölgesi Zekeriyaköy’de, vazgeçemediğiniz şehir yaşamını, yemyeşil bir doğa içinde KÖY ‘de size sunuyor. İçinde ÇarşıKÖY’ünden spor alanlarına, oyun parklarından okuluna pek çok olanakları barındıran KÖY ’de her zaman hayalini kurduğunuz hayat, uygun ödeme koşullarıyla sizi bekliyor. Siz de hem kendi geleceğiniz hem de çocuğunuzun geleceği için doğru bir yatırım yapın ve KÖY’de yerinizi alın.
Ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız. 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

5 Mayıs 2016 Perşembe

Bizimle Bir Gün /1


YouTube kanalıma vloglar yüklemeye başladığımdan bu yana tüm bir günümüzü içeren vloglar hazırlamam konusunda talep alınca mutlu olduğumu itiraf etmeliyim. Kendim de günlük vloglar izlemeyi sevdiğim için bundan çok daha önce -hamilelik dönemlerimde- hazır evdeyken ve vaktim varken başlasam mı diye çok düşünmüştüm. Murat'la da hemfikirdik aslında ama sonra hamilelik rehaveti ağır bastı ve günlük vloglar rafa kalktı.


Bu video ile bir nevi kendimi denedim. Yapabilir miyim, çok zaman alır mı en azından denemiş oldum. Şimdilik ara ara bu kapsamda videolar yükleyeceğim. Siz de severseniz daha sık yapabilirim.


3 Mayıs 2016 Salı

Anne Adaylarına Kitap Tavsiyeleri ^Hamilelik ve Doğum^


Henüz bebek planımız bile yokken anne/bebek dergilerinin ve kitaplarının olduğu raflara bakmaktan alamıyordum kendimi. Bu fikre sıcak bakmaya başladığımızda ise ortada ne fol ne de yumurta varken çoktan kitapların arasına gömülmüştüm bile. Tek bir yazara ya da yalnızca övülen kitaplara bakmak yerine kendim araştırmayı aklıma yatanı, canımın çektiğini okumaya karar vermiştim. Hal böyle olunca bu kadar araştırmanın sonucunda epeyce kitaba aş ermiş olabilirim, birini okumadan 3 tana daha gözüme kestirip kitaplığıma bolca kitap ekledim. Tek kötü huyum bu olsun napayım benim de zaafım kitaplar. Şey birazda makyaj malzemesi olabilir :P Neyse biz konumuza dönelim :)


Çok okudum hala okuyorum o yüzden tek bir yazı altında toplamak mümkün olmayacağı için tavsiye edebileceğim kitaplarımı bir kaç bölümde yazmaya karar verdim. O halde bu yazı dizisinin ilkine başlayalım.

İlk kitabım Bebeğinizi Beklerken Sizi Neler Bekler. Heidi E. Murkoff ve Sharon Mazel tarafından yazılmış olan bu kitap Nihal Gökçe tarafından dilimize çevrilmiş ve Epsilon Yayıncılık tarafından yayımlanmış. Kitap hamile kalmadan öncesi ile başladığından bence tam da bu sebeple bile okunması gereken bir kitap. Çünkü bu yola çıktığınızda sudan çıkmış balığa dönüyorsunuz hele de ilk annelik tecrübeniz ise. Öyle bebeği leyleklerin getirmediğini bilmek yeterli olmuyor. Ve yalnızca anneler için değil babalar için de hamilelik öncesi hazırlıklar başlığı içeriyor.

Kısaca başlıklar halinde içeriğini özetleyecek olursam
  • Hamilelik öncesi hazırlıklar 
  • Hamilelik sırasındaki muayeneler 
  • Hafta hafta hamilelik, annedeki değişimler ve bebek gelişimi 
  • Hamilelikteki yaşam tarzınız 
  • Beslenme / Kilo alımı 
  • Bebeğin aylık gelişimi 
  • Annenin hissediyor olabilecekleri 
  • Doğum dersleri 
  • Egzersiz / Cinsellik 
  • Emzirme hakkında her şey 
  • Doğum hakkında bilmek istediğiniz her şey 
  • Çoğul gebelikler 
  • Lohusalık 
  • Babalar için 
  • Gebelik komplikasyonları 
  • Doğum ve doğum sonrası komplikasyonları vs. 

29 Nisan 2016 Cuma

Bebek Bakım Ürünleri

Bebek beklerken yapılan her alışveriş keyifli, alınacak her şey tek tek araştırılmaya değer, en uygun en sağlıklı olanını aldığımız düşüncesi ise anne yüreğini en çok rahatlatan :) Ben de kızımı beklerken alınacaklar listemin her kalemini tek tek araştırdım, en çok da bakım ürünlerini yani vücuduna doğrudan temas edecek olan ve sağlığını etkileyebileceğini düşündüklerimi seçerken zorlandım. Daha önce kızımızı beklerken eşimle beraber bebek alışverişi yazıları yazmıştık. Okumayanlar için onları da ekliyorum, özellikle anne adayları için pek çok ürün tavsiyesi var göz atmanızı öneririm.


Eylül Masal doğmadan önce, mümkün olduğu sürece gereksiz ürün kullanmayacağımı biliyordum. Nitekim öyle oldu ve kullandığım şampuan dahil minimumda tuttum. Örneğin her gün banyo yaptırıyorsam bir yıkamada şampuan kullanırken diğerinde sadece su ile yıkandı. Minik bir bebek zaten ne kadar kirlenebilir ki :) Her daim mis kokulu.
Alt Değiştirme Ürünleri

25 Nisan 2016 Pazartesi

Eylül Masal'ın Uyku Düzeni

  • Gece gündüz ayırdına varsın uyuyacak (uyumadı)
  • Kırkı çıksın uyumaya başlayacak (uyumadı)
  • İlk 3 ayı atlatınca tüm düzenini kurmuş oluyorlar, uykuları da düzene girecek göreceksin uyuyacak (uyumadı)
  • 6 aylık olduklarında tamamen değişiyorlar mucize gibi, ek gıdaya geçtikten sonra meme için bile uyanmayacak sabaha kadar deliksiz uyuyacak (uyumadı)
  • Senin bebeğin biraz memeci ama 9-10 aylık olduğunda iyice hareketlenip yoruluyorlar, işte o zaman göreceksin uyuyacak (uyumadı)
  • 1 yaşından sonra yemesi, oynaması, uyuması her şey bilinçli oluyor, kendisi uyumak isteyecek (uyumadı)

Tam 14 ay uykusuz her gece, son 2 ay yorgun ölesiye…


Hamileyken derinlemesine araştırmadığım tek başlık uykuydu belki de, baştan kabullenmiştim bebek doğduktan sonra her anne uykusuz kalır zamanla bebek zaten kendi kendine uyumayı öğrenir, en fazla birkaç ay uykusuz anneler kervanına katılırsın en olmadı senin bebeğin uyumayı birazcık daha geç öğrenir birkaç ay fazladan uykusuz annelerin en önünde flama taşıyan sen olursun.  Zaten çocuklar erken kalkar, e iş hayatından alışkınım sabah 6’da da uyansan ona göre düzen kuruyorsun bazen akşamları erkenden uyuyup dinleniyorsun, bebekle de böyle olacak ne var ki?

Kazın ayağı hiç de öyle değilmiş!

Eylül Masal doğdu, ilk günler uykusuzluğu en yoğun hissedeceğin zamanlar dediler. Öyle tatlı bir heyecan öylesine güzel kokan bir duygu ki uykusuzluğumun önüne geçti. Hiç de öyle değildi, gözümü kapatmayı bırakın gözümü kırpma süresince bile kızıma bakmadan durmak istemiyordum. Geceleri uyanıyordu, kızım uyanmazsa ben uyandırıyordum aman aç kalmasın diye! İhtiyaçlarını giderip emzirdikten sonra hemen uyuyakalıyordu zaten. Maşallahtı bebeğime, tüm bu süreler dışında uykusuz kalmak benim seçimimdi. Şimdi dönüp baktığımda görüyorum ki uykusuzluk temellerini ben atmışım. Yahu sarılık riskini atlatmış, 40 gününü doldurmuş bebeği ne diye tatlı uykusundan uyandırırsın. Aç olsa, başka bir ihtiyacı olsa zaten uyanmaz mı bu kuzucuk. Ağlayıp benim bir derdim var demez mi? Dermiş ama ben bilmiyordum, hem doğal ebeveynlikti benimki içimden geldiği gönlümün çektiği gibi.

Kırkı çıktıktan sonra gündüz öylece otururken kucakta uyuyakalmalar bitiverdi. Sahi kırkı çıkınca daha çok uyuyordu değil mi bebekler? Hem düzen kurmaya da başlıyordu yavaş yavaş! Neden sonra uyandım da yahu bu bebek uyumuyorsa ben uyutmalıyım diye düşünebildim. Emzirdikten sonra yarım kundak yapıp usul usul sallıyordum kollarımda, hafifte poposuna pıt pıt pıt tamam işte ne de güzel uyuyor yavrum. Gece uyandı mı uyuyana kadar emzir, hem zaten ağzı küçücük çenesi hemen yoruluyor doyamadan uyuyakalıyor bari meme ağzında olsun da bir fırt fazla çekse kardır. Oh iyice dalana kadar hem mis gibi de kucağımda sonra yatırırım yatağına.

3 ayı doldurdu yenidoğan dönemimiz de bitti, yavaş yavaş gece emmeleri azalır, biz de daha fazla uyumaya başlarız. Gözü açıldı kızımın gündüz hep bakınmak ayakta durmak istiyor, dünyayı keşfedeceğim diye emme grevine de başladı. E ne yapalım yeter ki doysun aç kalmasın, geceleri uykuluyken biraz daha fazla emiyor ne de olsa. Grev geçene kadar birazcık uykusuz kalsam da olur.

Eylül Masal 6 aylık. Büyüme atağının en ağır darbesi iner. Uykusuz her gece seremonileri başlar. Memede uyumuyor. Önceden dizlerime başını koyar otururken usul usul sallanırdık bir bakardım uyumuş, artık onu da istemiyor.

Bölük pörçük uykularla geçen 3 ayın sonu kızım tam 9 aylık. Artık kesinlikle memede dalamıyor, emiyor emiyor gözlerini sıkıyor sonra uyuyamadığı için yan dönüp bizim yatağımıza atıyor kendini. Beşiği bizim yatağın baş ucunda olduğu için önceleri yatağa oturur emzirip uyuttuktan sonra yatağına bırakırdım ama artık uyuyamaz hale geldiği için yatağa yuvarlıyordu kendini. Almıştım aslında kendi kendine uyumayı öğrenmek istediğinin sinyallerini. Ama korkuyordum uyku eğitiminden. Uyuması güç olsa da uyuduğu saatler hep sabitti çünkü, gündüz ve gece uykularının daima bir periyodu ve düzeni vardı. Hem ağlamasından korkuyordum hem de uyku eğitimine kalkıştığımda başarısız olup sabit olan bu saatleri de bozmaktan. Ben bu eğitimi kendi içimde enine boyuna düşünmeye çalışıp duygularımla mantığım arasında sıkışıp kalmaya devam ediyorken kuzucuk döne döne uyumayı öğrendi! Başlarda 40 dakika, sonra 1 saat sonra 1,5-2 saat derken yanında oturma sürem günden güne uzamaya başlamıştı. Sonra bir gece Eylül Masal'ın uyumasını beklerken bende uyuyakalmışım onunla. O gece yalnızca 2 kez uyandı ve doğru düzgün meme bile emmeden hemen uyuyakaldı. Onunla sıcacık uyumak o kadar hoşumuza gitti ki bize sarılarak uyumasından, sabahları uyandığında yüzümüzü okşamasından, sırtını göğsümüze yaslamasından nasıl vazgeçebilirdik? Hem zaten büyüyünce kendi istemeyecekti bizimle uyumayı, o zaman vakit tadını çıkarmak vaktiydi. Bir kaç hafta sonunda bizim yanımızda da bölük pörçük uyumaya başlayana kadar...

Derken bebeğim 1 yaşını doldurdu ancak bir anda sihirli değnek deymişçesine kendi kendine uyumayı öğrenemeyeceğinin bilincindeydim, kendimi kandırmaya gerek yoktu şehir efsanelerine ise çoktan kulaklarımı tıkamıştım.

Başladım uyku eğitimi metotlarını en başından yeniden araştırmaya, kitaplarımın uyku ile ilgili bölümlerini yeniden okumaya. Her biri 1 yaşından sonra uyku eğitiminin çok daha zor olacağını yazıyordu. Ancak daha zor olan ve gün gibi ortada olan bir şey daha varsa o da uyku problemlerimizin zamanla düzelmesi diye bir şey olmadığıydı.

Tevafuk o ki biz eşimle hemfikir iki koldan neyi nasıl yapsak düşüncesindeyken yine uykusuz gecelerimden birinde sabah 3 sularında arkadaşım Serap’ın uyku semineri yazısını gördüm ve bu vesile ile Sinem Hanım ile yollarımız kesişti.

Neyi nasıl yaptığımızı, nereden başladığımızı bir sonraki yazımda ayrıntılı bir şekilde yazacağım. İlk yazım uyku düzenimizin nereden nereye geldiği hakkında olsun istedim. Birikmiş uykusuzluk nedir çok iyi biliyorum ve inanın bana uyumayı öğrenemeyecek, yatağına bıraktığınızda kendi kendine uyuyamayacak bebek yok.

Öğrenmek istediklerinizi yorum bırakmayı unutmayın e mi? Yazılarımı uykusuz annelere göre şekillendireceğim.

Hep sevgiyle, Gözde Anne ^.^

21 Nisan 2016 Perşembe

Bebeklerde Büyüme Atakları

Bebeğiniz olduğundan farklı davranıyor, bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünmeye başlıyorsunuz. Sizin bebeğinize karşı sergilediğiniz tavırda bir değişiklik yok hatta daha toleranslı olmaya, davranışlarına anlam vermeye çabalarken bolca sevgi göstermeye devam ediyorsunuz. Evet doğru yoldasınız tam olarak yapılması gereken bu.

Bebeğim büyüdükçe huyu suyu değişiyor, durup dururken neden oldu acaba? Keyfini kaçıracak bir sebep de yok her zamanki düzeninde, her zamanki rutininde devam ediyor hayatımız. Cevap sorunun içinde gizli! Evet bebeğiniz büyüyor.

Sizin tabirinizle huyu suyu değişiyor, bu bebe günden güne atarlı oluyor, yine triplerde.. Çok tanıdık geldi değil mi? İnsanoğlu her sonucu bir sebebe bağlar, dünya da bunun üzerine dönüyor zaten. Ama sebep atar, trip ya da huysuzluk değil bunlar sadece sonuç. Minik bebeğinizin mükemmel gelişimine karşın küçücük bünyesinin kazandığı becerileri nasıl kullanacağını bilemediğinden hayatına adapte edene kadarki süreçte gösterdiği tepki. Bebeğiniz gelişme sürecinde birdenbire olağanüstü bir değişim yaşıyor ve bu onu alt üst ediyor. Çünkü her şey bir gecede değişiyor ve bebeğiniz ne olduğunu anlayamıyor.

Araştırmalar sonucunda bebeklerin ne zaman bu huysuzluk dönemine girdiği saptanmış (Harika Haftalar / Dr. Hetty van de Rijt - Dr. Frans Plolj). Bebeğiniz ilk 20 ayını kapsayan bu süreçte 10 önemli sıçrama gerçekleştiriyor. Sıçramalar fiziksel, zihinsel ve nörolojik açıdan gelişimine sebep oluyor ve her sıçrama/atak sonrası bebeğiniz yeni bir beceri kazanıyor.

Bebeğimin Büyüme Atağında Olduğunu Nasıl Anlarım?


Her zaman olduğundan daha fazla yeme, daha fazla uyku ihtiyacı gibi belirtiler olabileceği gibi aksine daha sık uyanma, dalarak uyuyamama gibi belirtiler de gözlemleyebilirsiniz. Ancak en çok dikkat çeken huzursuz olması, söylenme halinde olması, kucağa düşkünlük ve size çok daha fazla ihtiyacı olduğunu hissettirmesi.
Ateş, ishal, halsizlik gibi semptomlar kesinlikle büyüme atağı kaynaklı değildir. Halsizlik ancak geceyi çok uykusuz geçirmesinin sonucu olabilir.


Büyüme Ataklarında Ben Nasıl Davranmalıyım?

İhtiyacı ne ise karşılamaya çalışın. Bebeğiniz bu süreçte çok tedirgin olabilir, güven duygusuna çok daha fazla ihtiyaç duyabilir. Ben tüm işimi gücümü bırakıp yalnızca Eylül Masal'a kanalize oluyorum. Kucak istiyorsa kucağımda duruyor, meme istiyorda memede. Bazen oyuna çok düşkün oluyor, bazen sadece dışarıda zaman geçirerek temiz hava alarak mutlu oluyor.

Atak dönemlerinde bebeğinize yetemediğiniz, onu mutlu edemediğiniz hissine kapılabilir kendinizi çaresiz hissedebilirsiniz. Hatta ne yapacağınızı nasıl davranacağınızı bilmediğinizden çocuğunuza kızabilirsiniz. Ben bu dönemlerde hep şunu düşündüm; 'Bebeğim çok hızlı ve muhteşem bir gelişme gösteriyor, küçücük bünyesine ani gelişimler fazla geliyor ve nasıl karşılayacağını bilmediğinden tedirgin oluyor. Benim tek yapmam gereken onun yanında olduğumu, onu anladığımı hissettirmek.' Bu dönemlerin bebeğimizin sağlıklı gelişiminin göstergesi olduğunu unutmazsak çok daha kolay atlatabiliyoruz. Küçük bir adım geri ileriye doğru büyük bir sıçrayış tıpkı mehter takımı gibi :)

Çok daha ayrıntılı bilgiyi Harika Haftalar kitabında bulabilirsiniz. Büyüme atakları çok bilinmeyen bir konu olduğundan ben bu kitabı elimin altında bulundurmayı tercih ettim, bir de kitabın uygulamasını indirdim. Kitap ve uygulamayı bir başka yazımda ayrıntıları ile yazacağım.

Büyüme atakları hakkındaki videomu izlemeyi unutmayın.



Hep sevgiyle, Gözde Anne