31 Ekim 2014 Cuma

Batiste, Klorane, Benri Kuru Şampuan / Hangisini daha çok beğendim?



Kuru şampuanları denemeyen kaldı mı bilmiyorum ama özellikle çabuk ağırlaşan, ince telli ya da çabuk yağlanan saç yapısına sahipseniz bu durumlara geçici de olsa çözüm arayışlarına girmişsinizdir diye tahmin ediyorum. Ben yapı gereği yüzümü ve saçlarımı köpürtmeden temizlemenin pek mümkün olmayacağını düşünenlerdenim. Ancak acil durumlar söz konusu ise alışkanlıklarımızı pek tabii değiştirebiliriz öyle değil mi ;)

Geçtiğimiz aylarda Gratis tarafından gönderilen Benri kuru şampuan ile ilk tecrübemi edinmiş oldum. Ancak ne olursa olsun saçımı yıkamalıyım diye düşündüğümden farklı arayışlara girmemiştim. Sevgili arkadaşım Serap'ın baby shower partisinde Batiste ve Klorane markalı kuru şampuanlar hediye edilince deneyimleyip karşılaştırabilme fırsatım oldu.

Deneyimlerime gelecek olursak;
 
Benri; Pudra görünümünün yoğun olmaması sebebiyle ideal görünebilir. Ancak saçı ağırlaştırdığı görüşündeyim, saç spreyleri gibi biraz da saçı katılaştırıyor. Diğerlerine göre daha keskin bir kokusu var ama ben sevdim. Amacını göz önüne bulundurduğumda çok tercih edeceğim bir marka değil açıkçası.

Klorane; İlk sıktığınızda saçınızda beyaz kalıntı bırakıyor ama masaj yapmaya başladığınızda yormadan uğraşmanıza gerek kalmadan bu görünümden kurtuluyorsunuz. Hafif bir kokusu var ve saça hemen etki ediyor, performansını kesinlikle çok beğendim.

Batiste; Üç ürün arasında en fazla pudra görünümü oluşturan bu üründü dolayısı ile Klorane'e göre biraz daha fazla masaj yapmam gerekti ama bu ürünün de performansını çok beğendim. Kokusu da çok güzel gün içerisinde sürekli burnuma geldi, kesinlikle rahatsız edici değil.

Sonuç olarak Klorane ve Batiste markalarını tercih edebilirim. 
 
Hep sevgiyle ^.^

27 Ekim 2014 Pazartesi

23.Hafta Gebelik Günlüğüm

Bu hafta hamileliğimin en duygusal haftalarından biriydi ve hatta en duygusal olduğum haftaydı diyebilirim. Artık daha bir hamile gibi hissediyorum kendimi, göbeğimin büyümesi ve bebeğimi artık çok net hissedebiliyor oluşum sanırım bana böyle hissettiren. Daha fazla hayal dolu ve daha fazla sabırsız her anımız. Ne zaman nereye gitsek Eylül Masal aklımızda, hep onunla gideceğimiz her şeyi onunla yapacağımız anların içinde buluyorum kendimi.

Bu hafta pek başaramasam da düzenli yürüyüş yapmaya çalıştım. Bu yürüyüşleri kızımla yaptığımı hayal ettim ve ilk yürüyüşten gözüm yaşlı döndüm eve. Masal gibi geliyor gerçekten, duygusal kova kadını olan ben her geçen dakika daha fazla duygu yükleniyorum sanki.

Bebeğimin ilk hıçkırıklarını da hissettim :) Yani sanırım bence öyle :) Tempolu ve sık sık tepikledi Masal Hanım ve bu durum bayağı böyle sürdü, bence hıçkırıklarıydı, Murat'ta şahit oldu ;) Meleğimin amniyon sıvısından yediklerimin tadını aldığını bildiğimden daha sağlıklı beslenmeye çalışıyorum, arada kızımla kaçamak yapmadık diyemeyeceğim ama. Her yemek sırasında da bu video canlanıyor gözümde. Pıt pıt pıt besin damlaları, yediklerimden memnun mudur acaba..

Tuvalete gitme sıklığımın orada yaşama boyutuna ulaşması ve hafta başında yaşadığım mide yanmaları dışında bir sorunum olmadı çok şükür. Mide konusunda ben kaşındım ama, baharatı acıyı o kadar abartırsam olacağı buydu. Yetmiyormuş gibi tabak tabak pırasa yedim iyice ekşittim midemi. Çok şükür iki günde geçti. Birde karman çorman rüyalarım, endişeli bir hal alınca üzüldüm. Neyse ki onu da bir gün ile atlattım. Hamilelik ile birlikte pek çok kadının kabus boyutunda rüyalar gördüğünü okumuştum, şükür öyle bir rüya görmedim ama duygusal bir rüya bile yetti. Sanırım bu hafta gerçekten daha duygusaldım.

Ah bir de sakarlığıma değinmeden olmayacak :) vallahi el benim değil sanki hihi :D Bir kaç kırma, yanma, dökme tehlikesini atlattıktan sonra emin olmadan dikkatlice bakmadan hiç bir iş yapmamaya karar verdim ve bu durumu da rafa kaldırdık. Yani umarım öyledir :) İki senedir evliyiz, ilk defa bu hafta bir kase kırdım. Hamileliğin şanından olsun ;)

Önümüzdeki hafta gönlüme göre bir hamile yastığı dikeceğim. Sol kolumun üzerine nasıl abanıyorsam uyuşmuş halde uyandığım çok oldu. Çok büyük bir şey istemediğimden (sonra fazlalık olacak çünkü) eşimle beraber bir formül bulacağız artık.

Daha önce bahsetmedim hiç, hamilelik ile birlikte yüzümde daha önceden olan bir kaç sivilce lekesinden kurtuldum :) Bunun yanında saçlarımı gün aşırı yıkarken artık gerek duymuyorum. Eskisine göre oldukça kurular, çok işime geliyor hele ki soğukların kendini iyice hissettirmeye başladığı şu günlerde. Soğuk demişken kış mevsimi sonbahardan sonra favorim olabilir, kızımı getirecek inşallah bana..

Hafta sonu bal damlamın tekmeleriyle uyandım, sabahın kör saatlerinde ve akşamları da dans etmek için gece yarısını uygun görüyor :) Ama çok mutluyum, iyi ki oradasın can kuşum :*

Hep sevgiyle ^.^

İmza: Uykusuz Anneler Kulübü Aday Adayı

25 Ekim 2014 Cumartesi

Eylül Masal'ın Babasından

Herkese merhaba, bu blogda ki ilk yazım olacak. Ne zamandır yazmayı planlıyordum kısmet bugüneymiş.

Eşim Gözde ve doğacak kızım Eylül Masal, benim ailem, hayattaki en değerli varlıklarım. Mutlu huzurlu bir aile her bireyin en çok istediği şeydir. Ben buna sahibim. Belki de bunda eşim ve benim evcimen bir yapıya sahip olmamızın rolü büyüktür. Çok şükür Allahıma. Canımın içi, doğacak kızımız Eylül Masal bizim meyvemiz. Eve koşar adım gitmemiz için bir sebep daha çıktı ortaya. Mutluyum.


Bebeğimiz olsun düşüncesi nişanlılıktan başlayan ve bir sürece dahil edilmiş, kısmetse olmasını istediğimiz bir şeydi. Çok şükür ki niyetine girdiğimiz zaman Allahım bize Masalımızın mucizesini verdi. Çok istiyorduk, bebek sohbeti yaptığımız zamanlar ikimizin de gözleri doluyor yüzümüzde belli belirsiz sevecen mimikler oluşuveriyordu. Bir ailede iki bireyin de aynı zamanda anne baba sahibi olmak istemesi çok önemli. Biz bu konuda da hem fikirdik. Hem maddi hem manevi yönden bebek için hazırdık. Ve şimdi anlıyoruz ki biz daha bir aile olduk, artık üç kişi olacağız daha kalabalığız. Güzel bir şey  :)

Eylül Masal, bu hayatta ilk hücresini oluşturmaya başladığından beri ilgi alanlarımız değişti. İlk başlarda gün ve gün gelişimini takip ediyordum. Sonra acaba kaç cm oldu kaç gr gibi konular beni alıp götürüyordu. Her sabah işe geldiğimde gebelik sitelerinde gün ve hafta belirtilerini okuyup, hatta işe gelmeden serviste telefon uygulamalarına göz gezdirip eşim ile paylaşıyordum. Aynı şekilde eşimde benimle paylaşıyordu. Şimdilerde ise tüm uzuvları tamamlanmış kızımın gelişimini ay ay takip ediyoruz. En son olarak detaylı ultrason kontrollerinden geçtik ve Allaha çok şükür yavrumuzun sağlığı yerinde.


Eşimle bu aralar bizi en çok Eylül kime benzeyecek, uzun boylumu yoksa minyon mu olacak düşünceleri alıyor. Gözde’nin ve benim yüz çehremizde öyle keskin hatlar yoktur, demek istediğim uzun çeneli kısık-renkli gözler yok o yüzden çok merak ediyoruz. Ancak Karadenizli olduğum için Gözde’nin, umarım burun yapınız kızıma yansımaz dediğini bu aralar bayağı duyuyorum, şu da bir gerçek ailemde de öyle bir durum kimsede yok ama Trabzonluluğun hasında var :) Var yani…

Tüm bunlar olup biterken zaman çok çabuk geçiyor. Sanki dün Gözde bana karnım büyüse göbeğim çıksa diyordu, şimdilerde 6. ayımıza girdik ve eşimin göbeği artık bariz belli oluyor. Özellikle bu hafta (23. Hafta) çok hızlı büyümeye başladı. İkimizde bu durumdan çok memnunuz. Çünkü artık Masalın tekmeleri, yumrukları, dolanmacaları çok daha belirgin oluyor, hatta eşimin tişörtü üzerinden bile hareketlerini görüyoruz.

Forumlarda okuduğum kadarı ile bayanlar hamileyken yüzlerine daha bir güzellik gelirmiş, kesinlikle haklılar :) Gözdem şimdilerde daha güzel :) Bu arada Gözde’nin göbeğini kremlemeyi de ihmal etmiyoruz. Benim için büyük bir zevk bunu yapmak :)

Okuduğunuz için teşekkürler, bir sonraki yazımda görüşmek üzere, sağlıkla kalın.


23 Ekim 2014 Perşembe

22.Hafta 'Detaylı Ultrason'

21.hafta gebelik günlüğümde, aşının 22.haftaya kaldığından bahsetmiştim. Aşının etkisi 3 gün sürdü maalesef. Aşıyı yaptırırken akıl edemediğimden ve hemşire de uyarmadığından sol omzuma yaptırmış olmam işimi iyice zorlaştırdı. İlk 2 akşam artık bu haftalarımdan itibaren sol tarafıma yatmam gerektiğinden çok derin uykulara dalamadım, uyandığımda da aşı yerimin üzerine yattığım için feci ağrı oldu. Henüz aşı vurulmamış olanlara benden tavsiye olsun :) Tetanoz aşısının 2. seansı (Kasım ayının ortalarında) için benim de aklıma küpe olsun.



Aşı sonrası hemşire hadi gel bebeğinin kalp atışlarını dinleyelim deyince sevinçten havalara uçtum, canım kocamda acıdı mı acaba düşüncesiyle mahsun mahsun kapı önünde beni bekliyordu. Güle oynaya çıktığımı görünce yüzünde oluşan şaşkın ifade hala gözümün önünden gitmiyor :) Canım benim, bebeğimizin kalp atışlarını duyacağız deyince yoğun duygu geçişleri yaşamış olmalı ki şaşkınlıkla mutluluk arası bir ifade belirdi yüzünde :) (üzgünüm kocacım burayı tasvir etmeliydim, kızımız ileride bunları da okumalı)

Hemşire önce eli ile baskı yaparak bebeğimizin yerini buldu, ikimizde afalladık. Siz dokunmaya kıyamıyorsunuz değil mi dedi :) Evet rahatsız olmasın diye onu hissetmek istediğimizde hafifçe elimizi değdirip bekliyoruz, tekmelesin diye ne diller döküyoruz. Tamam arada yatarken hissetmek için kızımı sıkıştırdığım doğru ama asla elle müdahale etmiyoruz. Prenses kızım sen gel, biraz da büyü hoyratça seveceğim seni şap şap öpmezsem annen değilim.

Böylece ilk doppler tecrübemizi de yaşamış olduk. Önce guluk guluk sesler, sonra derinden gelen kalp atımları ve minik kuşumuzun tempolu minicik kalbi.. Maşallah yavruma!

Cuma akşamı ayrıntılı ultrasonumuz vardı. Aslında çok arada kalmıştık yapıp yaptırmamak konusunda çünkü doktorumuz kontrol sırasında ben gerek görmüyorum ama isterseniz yaptırabilirsiniz demişti. Hatta önce kaydımızı yaptırdık sonra madem gerek yok yaptırmayalım diye düşündük ama pimpirikli anne-baba yanımız devreye girince aklımızda kalmasın yaptıralım dedik. Bir de Edirne Tıp Fakültesi'nden Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Niyazi Cenk Sayın hocanın geleceğini duyunca kesinlikle yaptırmak istedik. Karar aşamasında hamile/anne arkadaşlarımın tavsiyesi de yaptırmamız yönünde olunca kızımızı bir kez daha görmek var ucunda deyip yaptırdık. Çok şükür ki bebeğimiz çok sağlıklı (maşallah). Sizden de maşallah alalım sayın okuyucu, fazla maşallah göz çıkarmaz ;)

Bu hafta bal kızım kalp atışlarımı, sesimin tınısını, mide ve bağırsak seslerimi duyuyor. Göz kapakları kapalı ancak ışık ve karanlık arasında ayırım yapabiliyor. Dokunma ve tat alma duyuları da gelişmeye devam ediyor. Benim tattığım hemen hemen her şeyin tadını alabiliyor. Daha sağlıklı beslenmem gerek ve ileride sağlıklı gıdaları tüketmesi için şimdiden tatlarına alıştırmam gerek ;) Şimdiki neslin sokaklarda elinde tasla dolaşan anneden, aa uçak geliyor ağzını aç numaralarını yiyeceğini sanmıyorum ;)

Cumartesi günü 5. ayımızı doldurduk artık 6. ayımızın içerisindeyiz. Çok şükür bugünlere getirene.. Sağlıkla hayırla kucağımıza aldığımız günleri de görelim inşallah.

Cumartesi günü canım arkadaşım Serap'ın kuzusu Tanem'in baby shower partisindeydik. Bizim için çok keyifli bir gündü. Ayrıntıları Gözde'nin Masal Adası bloğumda yazacağım. Yola çıkarken yine değişik duygular içerisindeydim. Bebeğim doğduktan sonrasını hayal ettim, onu giydirdim süsledim, anne kız gezmelere çıktık :) Allahım o günleri de nasip etsin inşallah.

Bu haftaya kadar benimle geldiğiniz için teşekkür ederim (içimden geldi :) ) , yeni okumaya başlayanlara da hoşgeldiniz demek istiyorum. Yorumlarınızı ve önerilerinizi eksik etmeyin hıı.

Hep sevgiyle ^.^

16 Ekim 2014 Perşembe

21. Hafta ''Tık Tık Eder Minik Kuş-Ana Kız Didişmeleri''

Zaman geçmiyor diye bas bas bağırırken şimdi zamanın sular seller gibi akıp geçtiğine sitem etmek olmaz okuyucu :) ama tam da bu durumdayım 20. haftadan sonra bayır aşağı salınıyorum sanki. Sabırsızlığım ve bal damlama kavuşma arzum tavan yaparken bir yandan da şunu yapmamız lazım, daha bu alınacak, bu da araştırılacak nidalarıyla başlıyor her bir cümlem. Nasıl ballı telaşlar bunlar..

Piremsesim de en az benim kadar sabırsız şu günlerde tıpkı çocuk gürültüsüne katlanamayan komşular gibi tek fark tavan yerine karnımı tık tıklıyor oluşu :) Gadın oraya yaslanma, yok yok sol da olmadı, azcık şuradan da gaktırayım, heeh şimdi oldu ferah ferah diye düşündüğüne yemin edebilirim. Sevimli komşumu hep rahatsız edesim geliyor azizim, biraz daha büyüsün eminim o tepikler yerini koca koca tekmelere bırakacak ve az da acıtmayacak. Haklı ama ben onu darlarken iyiydi ya :) Ana kız didişmelerimize de start veriyoruz böylelikle. Bu da tarihe geçsin ^.^

Annesinin gribini saymazsak çok şükür sağlığımız yerinde, boğazlarıma fazla inmeden atlatıyorum inşallah. Normalde her grip ya da soğuk algınlığında faranjit olurdum, maşallah diyeyim kızımın aşkı ile bu sene çabucak atlatıyorum. Umarım böyle devam ederiz. Geçen hafta aşı olmaya gideceğimi yazmıştım, gittim ama hasta olduğum için aşının daha çok etkileyeceğini, ateş yapabileceğini, bu durumun gribi atlatmamı da güçleştireceğini söyledi hemşiremiz ve bu haftaya kaldı. 2 gün önce vuruldum, gece baş ağrısı yaptı ve hala kolumu kaldıramıyorum desem yeridir. Nasıl kuvvetli bir aşıymış o.. Yine de şükür ateşsiz atlattım.. Bir de gribi babamıza bulaştırmasaydım iyiydi :( Kıyamam bir anda hastalandı ve 2 gün raporluydu. Karı koca birbirimize bakmaya çalıştık, biraz körler sağırlar birbirini ağırlar misali oldu ama gurbette olunca yapacak bir şey yok. Çorbalar benden servisler ondan idare ettik :) İmecesini sevdiğim aşk ;)

Bebekler doğduğunda vücudundaki tüm kaslarının mükemmel şekilde çalışıyor olabilmesi için içeride düzenli olarak egzersiz yapıyorlarmış. Bizim oynama dediğimiz kıpırdanmaların sebebi aslında buymuş. Ne kadar harika bir düzen, nasıl mükemmel bir işleyiş.. İnanmak için bebeğin oluşumu, gelişimi, doğuşunu düşünmek yeterde artar bile..

Bebeğimin kalp kası gelişmeye devam ediyor, bir de minik diş tomurcukları oluşmaya başladı. Maşallah kuzuma, canımın içi yavrum yavru kuşum :* Bu hafta en çok sevindiğimiz şeylerden biri de kızımın dışarıdaki sesleri duymaya başlıyor oluşu :) Murat'ın beni ne zaman duyacak kıskançlıkları artık yerini baba kız muhabbetlerine bıraktı. Doğduktan sonrasını hayal ediyorum da, büyüdükçe bıcır bıcır babasının tepesinden inmeyen bir kızçe :') Allahım sağlıkla o günleri görmeyi nasip etsin inşallah.

Yine çok uzattım son bir cümle ve bitireyim :) Artık hamileliğim dışarıdan iyice belli olmaya başladı. İnsanların o tatlı gülümsemeleriyle karşı karşıya kalmak mutluluğuma mutluluk katıyor. İyi ki varlar mutlu göbekler :'))

Hep sevgiyle ^.^

10 Ekim 2014 Cuma

Eylül Masalımla 19. ve 20. Hafta ^.^

Kızımın ilk patiklerini Trabzon'da ördüm :')
Zaman çok çabuk geçiyor, hamileliği yarıladık artık. Bir yandan hep sonraki evre için sabırsızlanıyorum bir yandan da zamanı durduramıyorum.. Daha yapılacak çook şeyim, çok planlarım var. Sağlık olsun da her şeye zaman yeter. Alınacak büyük şeyler hep son zamanlara bırakıldığı için fazlaca yorulacağımızdan bebeğimizin odasının ayrıntılarını doğum sonrasına bırakmaya karar verdik. Allah nasip ederse 6 ay kadar bizim odamızda yatmasını istiyoruz kuzumuzun. Odasına teşrif ederken de zevkle üçümüz hazırlayacağız odasını. Hem Eylül Masal hanımın zevklerini de az çok anlarız ;) Babamız bebek arabası, ana kucağı vs. gibi araçları araştırırken anne hep işin süs püs kısmında :) E herkesin bir uzmanlık alanı var değil mi cağnım.. Tabii ki daima nihai kararları beraber veriyoruz. Mesela ben bebek arabası üç tekerlekli olsun güzel görünüyor derken Murat denge sağlamada sıkıntılar olabileceğini, tekerlek büyüklüğünün bile önemli olduğunu söylüyor. Kadın-erkek bakış açısı farkı ;) (aramızda kalsın adam haklı :) ) Listelerimiz böyle uzuyor gidiyor, eşimi her geçen gün daha çok sevdiğimi farkediyorum. İnsanlar zamanla görüş ayrılıklarına düşerken bizim daha çok şey paylaştığımızı görmek mutluluğuma mutluluk katıyor. Kaç baba bebeğimizin odasına işlediğim çarpı işi panoda benim de emeğim olsun diyerek eline kasnağı alır :) Maşallah diyin yahu. Bir de battaniye başladım bezelyeme, anneanne ve babaanne örüyor ama bir de anneciğinden olsun. Evlat insana neler yaptırıyor, araştıra araştıra çözdüm örneği bitirmek nasip olur inşallah.

Bu haftalardaki değişimler; tekmeler sıklaştı ve artık iletişim kurabiliyoruz. Çok fazla tekmelediğinde konuşuyorum prensesimle resmen duruyor ve dinliyor. Maşallah kuzuma. Sırt üstü uzandığımda rahatsız oluyor hanımefendi, tepikler artıyor :) Ne yalan söyleyeyim bazen keyfi uzanıyorum daha net hissedeyim diye. Biliyorum kızım bunları burnumdan getireceksin ama değer :)

19+2 günlükken doktora gittik. Maşallah meleğimin gelişimi gayet iyiydi. 4 boyutlu ultrasonda ilk kez gördük, bize oyunlar yaptı artık daha net hareketleri, yüz hatları. Bakalım kime benzeyecek. Allahım sağlıkla kucağımıza almayı nasip etsin inşallah.

Bu haftalarda artık uyku düzeni yeni doğmuş bir bebeğinki gibiymiş. Yandığımın resmidir bizim kız geceleri kıpır kıpır :) Okuduğum bir kaynakta anne yattığı anda bebeğin bunu uyumaması gerektiği gibi algıladığı yazıyordu. Vücudun doğum sonrası sürece hazırlanmasıymış.

Bana gelince bu iki hafta içerisinde migrenim atağa geçti. Kafamın üzerinde bir ağırlık var gibi, şükür ki dayanılamayacak yoğunlukta değildi. Şu ana kadar ilaç kullanmadan atlatmış olmama seviniyorum. Bunun yanında wc nöbetlerim arttı, 10 dk da 3 kez var mı artıran :) Bazen sırf bu sebepten su içmeyi azalttığım oluyor. Sonra faydasını düşününce su bardağı elimde nöbete devam ediyorum. Bir de nadiren de olsa ağzımın tadının değiştiğini farkediyorum. Çok şükür..

Kızımla klasik müzik dinlemelere başladık. Babies Go Mozart kitaplığımızda bizi bekliyordu ona da başladık. Kızıma yarıyor mudur bilmem ama ben masallar diyarına gidiyorum dinledikçe. Karşılıklı fayda canım :)

Yazacak ne çok şey birikmiş. Bayramı Trabzon'da geçirdik. Çok korkuyordum uçaktan çünkü bir kulağım mutlaka çıldırtacak derecede rahatsız eder. İlk defa sıkıntısız bir uçak yolculuğu geçirdim. Çınlama dahi olmadı, bebeğimin desteği midir ben etkilenirsem o da etkilenir düşüncesi midir bilmiyorum ama çok rahattık. Trabzon'da kızımız için bir fidan diktik, beraber büyüsünler inşallah. Özel zamanlarımızı ölümsüz kılmak için hep fidan bağışı yapardık, ilk kez kendi ellerimizle diktik. İnşallah bir daha ki gidişimizde kızımızla beraber sularız.

Burada bırakayım artık :) Şimdi hazırlanıp tetanoz aşımın ilk dozunu vurulmaya gideceğim. Bonus olarak hasta uyandım bu sabah. Umarım çabucak toparlanırım.

Hep sevgiyle^.^